Cumhurbaşkanının 'kuruyla suluyla' mücadele stratejisi

Beş gün önce ekonomik kriz eleştirilerine "Şimdi birileri çıkıp 'aç kaldık' diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kaldın. Aç kalan falan yok!" sözleriyle tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan beş gün sonra ülkemizde "aç gezenlerin" olduğunu kabul etti. Evet kabul etti ama bu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nihai düşüncesi olmayabilir. Beş gün sonra 10 gün önceki fikrine dönüp yine "aç kalan falan yok" diyebilir. Çünkü dün reddettiği bir şeyi bugün kabullenmesi, dün bir konuda başka türlü sonra tam zıddı bir şeyler söylemesi artık Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın normali olmaya başladı...O yüzden ben Sayın Erdoğan'ın ülkemizde "açlığın, sefilliğin" olduğunu kabullenmesi üzerine yazmak için müsaadenizle biraz beklemek istiyorum. Ben asıl Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "açlığı" kabul ettiği konuşmasında "itiraf ettiği" başka bir hususun üzerinde durmak istiyorum. Sayın Erdoğan 31 Mayıs'ta Beştepe'de gençlerle bir araya geldi. Orada stajyer bir doktorun sigaradaki vergilerin artırılmasının, sigarayı bırakmada etkili olduğunu söylemesi üzerine dedi ki:"Devamlı vergiyi artırıyoruz. Bundan da çok rahatsızlar. Hem sulu da artırıyoruz, hem sigarada artırıyoruz. Fakat hayret. Aç sefil geziyor, ama onu almaktan geri durmuyor; rakıyı, birayı almaktan geri durmuyor." Sayın Erdoğan doğru söylüyor, zam üstüne zam geldi, gelmeye de devam ediyor. Mesela ortalama marka bir sigara paketi 2012 yılında 5.50 TL, 2013 yılında 7.50 TL, 2014 yılında 8.00 TL, 2015 yılında 8.50, 2016 yılında 10.00, 2017 yılında 11 TL, 2018 yılında 12 TL, 2019 yılında 15 TL, 2020 yılında 16 TL, 2021 yılında 19 TL, 2022 Şubat ayında 23 TL olan bir sigara paketi son gelen zamlarla 28 TL oldu. Yani son 10 yılda sigaranın fiyatı yüzde 400'e yakın artmış. Koalisyon dönemlerinde dahi böylesi vergi artışı görülmemiştir. Vergi zammı menüsünde "sululardan" biraya bakalım. Yıl yıl söylemeye gerek yok, Erdoğan liderliğindeki AK Parti hükümeti son yılda yüzde 500'ün üzerinde bir fiyat artışı yapmış. Sayın Erdoğan fiyatları artırdıkça artırmış, sulu kuru içen vatandaşların başına vergi zamlarını yağdırdıkça yağdırmış. Yağdırmaya da devam edecek! Ama vergilerin arttıkça artıyor olması boşuna değil. Bir sebebi varmış!Osmanlı'da alkollü içkiden devlet vergi alırdı. Abdülhamit'in, devletin ağır borcunu yapılandırmak için kurmak zorunda kaldığı Düyunu Umumiye'ye verilen en önemli vergi kalemleri arasında alkollü içki ve tütün vergileri de vardı.Erdoğan ise içki ve tütün kullanımından vatandaşları vazgeçirmek için zam üstüne zam yapıyormuş. Sayın Erdoğan Beştepe'de gençlerle buluşmasında durumu gayet güzel izah etti. Vatandaş bu zararlı içecekleri içemeyecek duruma gelsin diye vergileri ha babam de babam artırmış! Sayın Erdoğan ülkesini yöneten bir lider olarak vatandaşlarının sağlığından da kendisini sorumlu hissediyor, bu sorumluluk bilinciyle de vatandaşlarını "kurudan suludan" korumaya çalışıyor! O kadar güzel izah ediyor ki durumu, insan dinleyince bir an "Cumhurbaşkanı vergileri artırmakta haklı" diyesi geliyor, şöyle diyor:"Hem kuru hem sulu, bunların hepsi kime zarar; o stadyumda geleyim ben sporcuları seyredeyim diye oraya gelen benim vatandaşlarımın hepsine zararlı oluyor. Bu tabii orada tezahüratlarda kötü tezahürata da neden oluyor ve zaman zaman stadyumlarda maalesef bakıyorsunuz kavgalar, dövüşler bunlara da neden oluyor. Hükümetimiz insan vücuduna zararlı ürünlerin kullanımı ile mücadele eksenli olarak sürdürüyoruz. Biz milletimizi, insanımızı seviyoruz."Sayın