Allah Erdoğan'a ne emreder

Her miting konuşmasında Millet İttifakı'nı "Kandil" üzerinden hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan Konya'da "Onlar emri Kandil'den alıyor, biz Allah'tan emir alıyoruz. Dini, bayrağı, ezanı olmayanlar Bay Kemal'i destekliyor" dedi.Erdoğan'ın bu sözlerini duyduğumda kulaklarıma inanamadım! Erdoğan'ın dili sürçmüş değil, eğer öyle olsaydı sonrasında bu sözünü tevil eder miydi, ederdi, özür diler miydi dilerdi, hata yaptığını söyler miydi, söylerdi.Bunların hiçbirini yapmadı.Şunu net olarak ifade etmeliyim ki seçim dönemlerinde dini siyasete alet etmeyen, dini kendi siyasi çıkarları için kullanmayan siyasetçimiz yok ama Erdoğan'ın "Allah'tan emir alma" sözü dinin siyasete alet edilmesinin bugüne kadar emsali görülmemiş en aşırı örneğidir.Erdoğan dindar ve dini hükümleri iyi bilen biri, imam hatip mezunu. İlahiyat derecesinde olmasa da kelam, fıkıh, siyer, akaid, hadis dersleri gördü, okudu. Dolayısıyla hadi dini kutsalları siyasete hoyratça alet etmesini bir kenara bırakalım, "Allah'tan emir alıyoruz" sözünün akaidi anlamdaki mahzurunu bilir.Peki biliyor da neden yapıyorÇünkü seçimleri kaybetmekten çok korkuyor. Kaybetmenin en kötüsüyle karşı karşıya. Çünkü sadece seçimi kaybetmiş olmayacak, seçimi Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı kaybetmiş olacak! Kemal Kılıçdaroğlu'na yenilmek, Erdoğan açısından daha bir endişe sebebiBunu kabullenemiyor.21 yıllık devr-i iktidarında bugüne kadar girdiği seçimlerde siz hiç Erdoğan'ı seçmenlerine "Ben biliyorum, sizler ne soğana ne patatese evelallah liderinizi kurban etmezsiniz" diye yalvarırken gördünüz mü, duydunuz mu (Giresun Mitingi, 4 Mayıs)Erdoğan için şu an en önemli şey Kılıçdaroğlu'na yenilmemek. Bu yüzden söylemlerinde sınır tanımıyor. Propaganda makinasını bütün gücüyle çeviriyor, din, kutsal aklına ne gelirse!Seçmenlerini hatta tutabilmek, daha fazla seçmen kaybı yaşamamak için her şeyi söylüyor.Geçmişte din üzerinden siyaset yapmanın ''dine karşı bir suikast'' olduğunu söyleyen bugün akaidi zorlayan sözler söylüyor. Erdoğan başbakanlığı döneminde ABD'de onur olarak katıldığı Sun Valley Konferası'nda, din üzerinden siyaset yapılmasının, dinin siyasete alet edilmesinin bir suikast olduğunu söylemişti:"Din üzerinden siyaset yapmak, dini ideolojik bir araç haline getirmek dine, demokrasiye ve insanlığa karşı suikast düzenlemekten farksızdır." (7 Temmuz 2005)Erdoğan'ın ''Allah'tan emir almak" sözü dini siyasete alet etmenin bile fersah, fersah ötesindedir. İnancımız bakımından akaidi anlamda ciddi sorunlar içermektedir. Çünkü bizim itikadımızda sadece peygamberler Allah'tan vahiy yoluyla emirler alırlar, onun dışında hiç kimsenin böyle bir liyakati yoktur, olamaz da.Dünya tarihinde Allah'tan emir aldığını düşünen, söyleyen liderler var. Bunun en tipik örneği 16. yüzyılda Avrupa'da gelişen reform hareketinin önemli önderlerinden olan Kalvinizm mezhebinin kurucusu olan Jean Calvin'dir. Bir din toplumu oluşturmak istiyordu, bu arzusunu Cenevre'de gerçekleştirmeye çalıştı. Calvin'e göre hükümdarlar bütün gücünü, öğretilerini Tanrı'dan alan kişilerdir, onlar Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcileri ve yargıçlarıdır. İdarecilerin zalimliği de insanları doğru yola getirmek içindir ve meşrudur ve gereklidir. Ve hükümdarlar Tanrı'dan aldıkları öğretilerle ahlaklı yaşamı, sağlam dini inancı uygulamaya koymak için baskı yaparlar, güç kullanmaları doğaldır.Calvin bütün bunları yapabilmek için Cenevre halkından yetki istedi, referandumda bu yetkiyi aldı. Sonuç korkunç oldu, zulüm, adaletsizlik bütün ülkeyi sardı. Calvin Cenevre'yi Tanrı Şehri yapmak istiyordu, Calvin'in Cenevresi zulüm şehri oldu.Din adına zulüm yaptı. Çünkü Calvin halka yaptığı her şeyi Tanrı adına yaptığını söylüyordu. Halk