Mapus Damları Tıklım Tıklım

Bu iktidar idareyi devraldığında 60-70 bin civarında olan hapistekilerin toplam sayısı, bugün 300 bin civarına çıkmış. Ne oluyor, neden oluyor Bir Milli Görüş mensubunun gözü ile bu olayı irdelemek, çarelerini ortaya koymak, uzunca bir yazının konusu olabilir. İnşallah ileride bu konuyu ele almak nasip olur. Lakin biz bugün bu iktidarın yeni hapishaneler yaptırmak yerine, acilen mevcutlarını boşaltmak için alması gereken tedbirler üzerinde akıl yürütmeye çalışacağız. Geçmiş seçimlerden önce iktidar destekçisi partilerin dile getirdiği bir af sözü vardı. Bu söz hapistekileri ve onların dışarıdaki yakınlarını beklenti içine soktu. Bu affın bir an önce neticelenmesi gerekir ama ondan da önce haksız ve adaletsiz olarak hapislerde çürütülen insanların hemen salıverilmesi lazım. Kim mi bunlar Örnekler verelim: Mesela genç yaşta evlilik yapmış, resmi nikâh kıydırmış, çoluk çocuğa karışmış insanların bu yaptıklarını, sonradan suç kabul edip hapislere tıkmışlar. Az falan da değil. Binlerce kişi. Bütün feryatlara rağmen bu konu hâlâ halledilmemiş. Bunların derhal bırakılması gerekir, hemen. pushfn('ads'); Mesela "Cumhurbaşkanı tarafından kaldırılan" İstanbul Sözleşmesi'ne uygun olarak, aile kurumumuzu perişan eden ve halen yürürlükte olan, feministlerin etkisi ile çıkarılmış kanunlardan dolayı içeride bir yığın insan var. Bunlar kader kurbanı değil, kadem kurbanıdır. Aslını astarını araştırmadan kuru bir iftira ile içeri tıkılan insanlar. Bazısı öyle rezil bir iftira ile içeri alınmış ki, dile getirilmesi bile yüzleri kızartır. Bunların dosyaları hemen elden geçirilmeli, haksızlıklar düzeltilmeli, iftiralar ortadan kaldırılmalıdır. Boşanma sırasında ömür boyu nafaka gibi akla ve realiteye ters kararlara muhatap olmuş erkeklerden, bunu ödeyemediği için hapse atılmış olanlar var. Hem bu İstanbul Sözleşmesi'nin aile üzerindeki yıkımlarını halen devam ettiren bu kanunlar düzeltilmeli, hem de bu kanunlardaki haksız ve hukuksuzluklardan dolayı hapislerde çürütülen bu insanlar derhal bırakılmalıdır. Kul hakkı olduğunun bilinci ile FETÖ olarak adlandırdıkları bir piramitten söz ediyorlardı. Tabanı ibadet, ortası ticaret, zirvesi ise ihanet olarak vasıflandırılıyordu. Şu ana kadar tepe noktasına ciddi olarak değinilmeden, ticaret kısmı ciddi bir ayıklamaya tabi tutulmadan, "aldandık, kandırıldık, Allah affetsin" sözleri ile geçiştirilirken, ibadet kısmının hallaç pamuğu gibi atılarak hapislere doldurulan mapuslar. Gerçek suçlu olanlar bir tarafa, iftiraya uğrayanlar, itirafçıların rastgele verdikleri isim olarak içeri tıkılan, birçoğunun ciddi bir duruşmasının bile yapılamadığı bu insanların dosyaları da süratle elden geçirilerek haksız yere içeride tutulanlar