Zalim ve uşakları!..

Gazze Şifa Hastanesi ile ilgili gelişmeler, her açıdan güç sarhoşluğu yaşayan İsrail'in ve destekçisi ABD'nin haftalardır tekrarladığı iddiaların yalan olduğunu açığa çıkardı.
İddialarına delil olarak bir dizüstü bilgisayar, birkaç CD ve yerleştirildiği anlaşılan bir iki Kaleş'ten başka şey gösteremeyince, kendi medya organları bile 'hastanelerin karargah olarak kullanıldığı ve altlarında tüneller olduğu' iddiaları ile ilgili delil bulunmadığını itiraf etmek zorunda kaldılar.
Netenyahu'nun, 'Şifa Hastanesi'ne giremez diyorlardı, girdik' şeklindeki açıklamasının komik olduğunu da vurgulamak gerek. Oysa orası bir hastane olduğu için 'girilemez' değil 'girilmemeli' diyordu insanlar.
Gazze'de İsrail'in sürdürdüğü ölçüsüz vahşete duydukları tepkileri dile getirenlerin sayısı arttıkça artıyor. Bu, ümit verici. Ancak, yaşanan akla ziyan şeylerin aslında gerçek olmayıp toplu halde görülen kötü bir rüya olup olmadığını sorgulamaya başlayanların sayısı da artıyor.
Ülkelerini yönetme mevkiine gelmiş batılı liderlerin, İsrail'i kızdıracak herhangi bir şey yapmaları durumunda koltuklarını hemencecik kaybetme riski ile karşı karşıya oldukları kanaati de iyice yaygınlaştı. Gazze'ye yönelik alçakça saldırıları görmezden gelen 'okumuş çocukların', İsrail'in işlediği korkunç vahşeti ısrarla savunmalarının başka bir izahı yok...
Daha da vahim olan, ülkelerinin yönetimine aday olanların da Siyonistlere boyun eğmeleri. Mevcutları gibi, yönetime aday olanlar da İsrail'in melanetlerini savunuyor ve çoluk çocuk demeden katliama maruz kalan Gazzelileri suçlamak için bin dereden su getiriyorlar. Adeta toplu bir akıl tutulması yaşanıyor yani.
Batılı medyanın durumu ise içler acısı. Güya objektif gazeteler, televizyonlar ve internet siteleri, çok azı haricinde çoluk çocuk demeden 41 gündür katledilen Gazzelileri suçluyor ve İsrail'i temize çıkartmak için çalışıyorlar.