Olması gereken!..

Terör örgütü ile bağlantılı olduğu şüphe götürmeyen partiye mensup bir milletvekilinin -hele de Ermeni asıllı ise- kalkıp, 'Türkiye'nin savunma harcamalarını azaltması gerektiği' şeklinde bir cümleyi, bırakın söyleyebilmeyi akıldan bile geçirmemesi gerekir. Normal şartlar altında tabii... Etrafının çeşitli tehlikelerle çevrili olduğunu, düşmanlarının bile kabul ettiği bir ülkeyiz. Dolayısıyla Türkiye'nin savunma konusunda bugünkünden geri kalmasını temenni manasındaki bu söz, vatandaşımız ve hele de milletvekili olan birisine kesinlikle yakışmaz. O kendisine yakıştırabiliyorsa da, bu millet onu TBMM'ye yakıştırmaz!.. Bu sözü, kişinin çatışma karşıtı olması ve benzeri birtakım mülahazalarla söylediği öne sürülebilir. Ki, ilgili kişi sıkıştığında herhalde bu cevabı verecektir. O zaman, Türkiye Cumhuriyeti'ne yani bir devlete parasıyla bile satmadığı silahlar da dahil olmak üzere Suriye'deki terör örgütüne on binlerce TIR ve uçak dolusu silahı bedava gönderen ABD'ye herhangi bir söz edip etmediğine bakmak gerek... Konu sadece bahsi geçen milletvekilinin saçmalamaları ile sınırlı değil. Altılı Masa denilen tuhaf ittifakta buluşanların davranışları nedense normalin sınırlarını sürekli zorlar bir mahiyette. Normal şartlar altında bir ana muhalefet liderinin ülkeye gelme ihtimali olan sermayeye 'sakın gelmeyin, burada can ve mal güvenliği yok' demesi ya da ülkenin cari açığının uyuşturucu parası ile karşılandığı gibi saçma açıklamalarda bulunmaması da gerekir... Savunma sanayi harcamalarını azaltmamız gerektiğini söyleyebilen milletvekilinin mi yoksa yalanları ile maruf CHP liderinin söyleyegeldiklerinin mi daha saçma olduğu, değerlendirme meselesi. Ana muhalefet liderinin ağzını her açtığında 'mümkün olduğu kadar büyük bir yalan' söylemesi ve aynı yalanı tekrarlayıp durduğu da unutmamalı... Ülkemizde özgürlüklerin