'Eski çamlar bardak oldu'

Öteden beri böyle idiler gerçi. Ama, birilerinin vücut kimyaları şimdilerde daha fazla bozulmuş gibi. Kimin aday olup olmayacağı, adaylıktan çekilenin kimin lehine çekileceği, hatta insanların kime oy verip vermeyeceği gibi konulardaki kararların tekellerinde olduğuna inanmaya başlamaları, bunun işaretlerinden. İsteklerine aykırı gelişmeler olduğunda adeta çıldırmaları da aynı kapsamda... Meral Akşener'in tekrar masaya oturtuluncaya kadar yaşadıkları, bu güruhun malum marifetlerinden. Muharrem İnce'yi bel altı darbelerle adaylıktan çekilmeye zorlamaları tüy dikmeleriydi. Failin, iş birliği yaptıkları FETÖ olduğu herkesçe bilinirken başkalarını suçlamaları ise ne kadar yüzsüz olduklarını gösterdi. Sinan Oğan'ın, HDPPKK ile haşır neşir oluşlarını görmezden gelip altılı masanın adayına destek açıklamasını bekliyorlardı. Adaylık sürecinde kitlesini memnun etmeye ağırlık verdiği HDP'nin de müsaadesiyle, Kılıçdaroğlu'nun milliyetçilikulusalcılık numaraları yapmaya başlaması bu sebeptendi muhtemelen. Ancak bekledikleri olmadı ve Sinan Oğan Cumhur İttifakı'nı destekleme kararını açıklayınca kurdukları hayaller yıkıldı. Özdağ ile ilgili beklentileri sürüyor. Seçim gecesi, söyledikleri yalanlarla tuhaf algılar oluşturmaya çalışmalarını CHP kitlesine yalan söyleyebilme özgürlüğü olarak yorumlamaları, sözün bittiği yer. Ülkenin sahibi olduklarına ve herkesin kendi istedikleri gibi hareket etmesi gerektiğine inanan bu kesimle ilgili temel esaslardan birisi, demokratik bir hak olan seçim konusuna bakışlarının da hastalıklı olması. Oy verme ehliyetine sahip olan herkesin tercihlerini yapmakta hür olduklarını hala içselleştirmemiş olmalılar ki, her ne olursa olsun kendi zihniyetlerine oy verilmesi gerektiği şeklindeki anlayıştan taviz vermeye yanaşmıyorlar!.. Deprem bölgelerinde yardım yapmak yerine