Edremit Belediyesi'nin dikkatine

Edremit'te kitap fuarı açılacağına dair Hürriyet'te bir haber okudum. Sayın Doğan Hızlan, okuyucularını bu fuardan şöyle haberdar ediyor:"Balıkesir'in Edremit ilçesinde gerçekleştirilen Edremit Kitap Fuarı'nın beşincisi bu yıl 13-21 Ağustos tarihleri arasında yapılacak.'Ölmez Ağacın Gölgesinde Kitap' sloganı ile yapılacak 5. Edremit Kitap Fuarı 13 Ağustos 2022 Cumartesi günü saat 19:00'da Edremit Altınkum Belediye Tesisleri'nde yapılacak açılış töreni ile başlayacak ve dokuz gün sürecek. Fuara 200'e yakın konuk ve 60 yayınevi katılacak.Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, yaptığı açıklamada 'Kitap Fuarıyla Edremit'te yetişen Sabahattin Ali başta olmak üzere, yine Körfez'in önemli ismi yazar Mustafa Seyit Sutöven'e layık olmaya, onların kitaplar ve şiirler üzerinden yaydıkları aydınlanma ışığını bir kez daha bütün Türkiye'ye yaymak istiyoruz' diyor."Önce burada geçen bir isim yanlışını düzeltelim. Mustafa Seyit'in soyadı "Sutöven" değil, "Sütüven"dir. Edremit'te "Sütüven" denilen bir şelaleyi tasvir eden şiiri dolayısıyla her tarafta tanındı ve bunu kendisine soyadı olarak aldı. "Sütüven" yeni tarzda kaleme alınan uzunca bir şiirdir. Prof. Fahir İz'in biraderi değerli hocamız Mahir İz, okudukça doyamadığımız hatıratında Edremit yıllarına da yer veriyor, "Edremit Orta Mektebi" başlığıyla burada geçen anılarını dile getiriyor. Edremit Orta Okulu'nda müdürlük yaptığı sırada göreve hangi şartlar altında ve nasıl başladığını anlatıyor. Mesela hocası bulunamayan derslere kendisinin girdiğini, Biçki Dikiş hocası Latife Hanım'ı da -keza- bu derslerden bazıları için görevlendirdiğini belirtiyor. Bu arada eğitimci meslektaşları hakkında da övücü sözler sarf ediyor.Mahir Hoca'nın takdir ettiği meslektaşlarından biri de Ruhi Naci Sağdıç Bey'dir. Bu zat, şair edip ve vatanperver bir kimsedir. Ayrıca büyükler hakkında canlı ve heyecan verici hatıraları vardır. Her milli sahada canla başla çalışmıştır. Birçok dergiye şiirlerini ve yazılarını göndermiştir. Mehmet Âkif'in, "İstiklal Marşı"nı yazmasında büyük rol oynayan Hasan Basri Çantay ile ki bu bilginimiz de Balıkesirlidir- edebiyat dergilerinde birlikte çalıştı. Yeri gelmişken belirteyim Âkif Bey'in en yakın dostlarından olan Hasan Basri Çantay, sadece büyük bir İslam âlimi değil, aynı zamanda Milli Mücadele'ye katkıda bulunmak için büyük bir gayret göstermiştir. Mahir Hoca, "Yılların İzi" isimli hatıratında "Ruhi Naci Sağdıç" Bey'in memleketine yaptığı hizmetlerden biri de Mustafa Seyyid Sütüven namındaki çok kabiliyetli bir genci yetiştirmesidir" dedikten sonra, bu çok kabiliyetli genç hakkında şunları söylüyor"Ben Edremit'e gittiğim zaman Mustafa Seyyid 25 yaşında, eski divanları rahatça okuyan ve Şeyh Galib'e nazireler yazan ince ruhlu bir şairdi. Her akşam onun tuhafiyeci dükkânı üstünde meclis kurarak divanları tarar ve hemen hemen yalnız edebi sohbetler yapardık.Kendisinin elinde ilk mektep diplomasından başka vesika yoktu. Onu teşvik ettim, hemen hemen her gün söyledim. Hevese geldi, Balıkesir'e gidip hariçten lise imtihanına hazırlanmaya başladı ve üç senede mezun oldu. Benden sonra cemiyet teşkilatına girdiğini öğrendim. İlçe merkezi, tahsilli bir insan daha kazanmış oldu. Eğer o diplomayı eline almasaydı, o kıymet ve meziyet sahibi genç dükkân, kahve köşelerinde heder olup gidecekti." Bu ifadelerden de anlaşılıyor ki, Mustafa Seyyid Sütüven merhumun iyi bir şair olarak şöhret kazanması Mahir Hoca'nın mahirane teşviklerinden kaynaklanıyor.Edremit'in yetiştirdiği flaş isimlerden biri de Tahir Harimi Balcıoğlu'dur. Bu zat, hem doğduğu şehrin tarihini kitaplaştırdı, hem de kaleme aldığı son derece değerli eserlerle kültür tarihimizi hayli zenginleştirdi. Hemen belirtmek isterim ki, merhumun en gözde eseri, "Medeniyet Tarihinde Kütüphaneler" adlı çalışmasıdır. İlk defa yayımlanınca başta Prof. Dr. Hilmi Ziya Ülken olmak üzere bir takım kalem erbabı kitap hakkında övücü ve tanıtıcı yazılar yayımladılar. Medeniyet Tarihinde Kütüphaneler uzun süre kendini kitap piyasasından gizledi. Meraklıları, kitap âşıkları sahafları, eski kitapçıları fellik fellik dolaştılarsa da bu kitap güzeliyle vuslata eremediler.