Türkiye'deki seçimlerin dış politikaya yansıması

Dünya nefesini tuttu Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini izledi. Sadece izlemekle kalmadı Türkiye'deki seçimleri etkileyebilmek amacıyla el birliğiyle çalışıp Türkiye'deki toplumsal algıyı mevcut hükümetin aleyhine çevirmeye çalıştılar. Yabancı dergilerde, gazetelerde CB Erdoğan'a karşı hakarete varan yazılar yayınlandı, resimler ve karikatürler basıldı. ABD ve Batı'daki bazı kritik kişilerden mevcut siyasal iktidarın aleyhine söylemler yapıldı, demeçler ifade edildi. Ama sonuçta CB Erdoğan kazandı. Tersten okuyacak olursak ABD ve Batı kaybetti. ABD ve Batı'nın Türkiye'deki seçimlere aktif veya örtük müdahalesinin sebebi, CB Erdoğan'ın her türlü emperyalist dayatmaya karşı dik durması, Türkiye'nin çıkarlarından ve hedeflerinden taviz vermemesidir. Doğal olarak kendi çıkarlarına engel gördükleri Erdoğan'ı bugüne kadar anti demokratik yollarla deviremeyince şimdi yeni bir taktik kullanarak görevden uzaklaştırmak istediler. Bunun için CB Erdoğan hakkında bir taraftan dış basın üzerinden kara ve çirkin propaganda yapılırken diğer taraftan iç siyaset dizayn edilmeye çalışıldı ve bu kapsamda Türkiye'nin can düşmanı PKK-HDP seçim sürecindeki siyasi oluşumların kilit partisi konumuna getirilmek istendi. Seçimlerin iç siyasete etkilerine sonraki yazılarımda değineceğim ama şimdi öncelikle dış politikaya yansımaları nasıl olacak biraz buna değinmek istiyorum. Türkiye'ye karşı oluşturulan emperyalist şer ittifakını bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Yani dışarıdaki hiçbir aktör bir diğerinden bağımsız hareket etmez. Hedef aldıkları ülkeye topyekûn saldırırlar ve topyekûn harekete geçerler. Hatırlatalım 27 Ocak 2023 tarihinde ABD büyükelçiliğinin Türkiye'de terör eylemi olacak açıklaması yaptıktan sonra ABD, Hollanda, İsviçre, İsveç, İngiltere, Almanya, Belçika, Fransa ve İtalya'nın İstanbul'daki konsolosluklarını kapatması bunun bir örneğini teşkil eder. Dış politikada da durum aynıdır. Şayet ABD size bir silah vermiyorsa Batı ülkelerinden de alamazsınız. ABD ve Batı PKK'yı destekliyorlarsa bunu istisnasız hepsi yapar. Türkiye'nin aleyhine olacak ne kadar düşman unsur varsa hepsi bu unsurlara bakar, ilgilenir. Fakat seçim ABD ve Batı'nın istediği gibi sonuçlanmadı. Bu nedenle dış politikada da çok önemli değişimlerin sinyallerini almaya başladık. Emperyalizm böyle bir şeydir. Sizi yok edebilirse eder, edemez ise pişkin pişkin gelip sizinle anlaşmaya çalışır, hatta elinizi öper. Şu an işte bunu yaşıyoruz. CB Erdoğan özelinde asıl hedefin bütün Türkiye olduğunu bilelim. İlk olarak ABD başkanı başta olmak üzere Batılı ülke devlet başkanlarının CB Erdoğan'ı kutlamak için sıraya girmeleri dış politikadaki yeni değişimlerin de habercisi gibi. Özellikle Türkiye'ye karşı oluşumların temel aktörünün ABD ve J.Biden yönetimi olduğunu düşünecek olursak, kutlama yapan devlet başkanları içerisinde ilk üç sıra içinde ABD'nin olması son derece manidardır. Hatırlayın ABD Başkanı J.Biden başkan seçildikten sonra CB Erdoğan'a bir süre randevu