HAREKATIN VİZYONU

1990 yılından beri Irak ve 2011 yılından itibaren Suriye Türkiye'nin siyasal, sosyal ve ekonomik hayatında daha ağırlıklı olarak yer almaya başlamıştır. Bu iki ülkedeki olumsuz gelişmeler bundan sonra da kaçınılmaz şekilde bizi etkilemeye devam edecek gibi görünüyor. Ancak Türkiye aldığı önlemlerle bu olumsuz etkileri en aza indirmeyi başarabildi. Şimdilerde Suriye'deki terör yuvalarına karşı yeni bir kara askerî harekatı yapılması ön görülüyor. Bu noktada vizyon dediğimiz şey askeri harekatın sonucunda ulaşılmak istenen nihai durumu ifade eder. Sonuçta Türkiye Suriye'de ne olmasını istiyor Önemli olan bunun ortaya konulmasıdır. Bunu anlayabilmek için belki de soruyu tersten sormak lazım. Türkiye Suriye'de neyin olmasını istemiyor sorusunun cevabı çok önemli. Cevap çok basit Türkiye Suriye'nin parçalanmasını istemiyor. Suriye'de Suriyelilerin özgürce yaşayabilecekleri demokratik ve egemen bir Suriye devletinin kurulmasını istiyor. Egemen ve demokratik bir devlet kendi topraklarında terör örgütlerinin ve emperyalist güçlerin diğer aparatlarının yaşamasına izin vermeyeceği için aynı zamanda Türkiye'nin güvenliğinin de sağlanmış olacağını biliyor. Türkiye ile dünyanın geri kalanı arasındaki fark budur. Bu nedenle Türkiye sadece Suriye'deki terör örgütleriyle mücadele etmiyor aslında bunların arkasındaki küresel ve bölgesel sömürgeci güçlerle de mücadele ediyor. Askeri ve insani yardım operasyonlarıyla sadece sahayı değil aynı zamanda bölgedeki diğer güçleri de şekillendiriyor. O yüzden bu operasyonun vizyonu Suriye'ye yönelik olası kara harekatının etkisinden çok daha geniş kapsamlıdır. Büyük resimde Türkiye'nin yaptığı her bir askeri harekatın ve askeri nitelikli olmayan siyasal, sosyal ve ekonomik faaliyetlerin çok önemli yeri vardır. Aynı zamanda vizyon da diyebileceğimiz bu büyük resmi gözden kaçırmadan son bir haftadır Suriye'de yaşananları analiz edecek olursak çok önemi gelişmelerin yaşandığını ifade edebilirim. Öncelikle bazı çatlak sesler çıksa da dış politikada etkili olan aktörlerin Türkiye'nin lehine taraf değiştirmeye başladıklarını görüyoruz. ABD ve Rusya'nın tavrı geçmiş operasyonlardakinin aynısı. Önce hayır, sonra neden olmasın şeklinde ancak özellikle Suriye Rejimindeki tavır değişimi ile İran'ın yeni tavrı çok dikkat çekici. Rejim medyası hava harekatının yapıldığı 19 Kasım 2022 tarihinden itibaren Türkiye ve harekatla ilgili tek kelime olumsuz bir laf etmedi. Demek ki Esad ve rejimi Türkiye'nin Suriye'de rejim ile muhalifleri birleştirerek ortak bir güç oluşturma politikasının bir parçası olmak istiyor. Bu çok zor ama çok önemli bir kabul. İnşallah sonuca kısa sürede gidilir. Aynı şekilde İran'ın da sessiz kalması resmi olarak olmasa da zımnen harekata destek olarak yorumlanabilir. Yani dış politikada gerçekten çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Sürecin askeri niteliğine bakacak olursak bu