14 Mayıs seçimlerinde HDP ayrıntısı

14 Mayıs seçimleri öncesi HDP'nin seçimde kilit rol oynayacağı düşüncesi kamuoyuna sürekli pompalandı. Yapılmaya çalışılan bu algı mühendisliğinin verdiği şımarıklıkla HDP ve PKK yedili masanın diğer bileşenlerine emirler ve talimatlar yağdırmaya başladılar. Öyle ki her talimatın arkasından bir de şantaj vari açıklamalar peşi peşine geldi. Dediklerimizi yapın yoksa iç savaş çıkarırız, yüz yıllık cumhuriyetten öcümüzü alırız, kapalı kapılar arkasında konuştuklarımızı açıklayın yoksa biz açıklarız gibi PKK-HDP söylemlerini sıklıkla işittik. 14 Mayıs'a kadar özellikle son üç ayda neredeyse her gün PKK ve HDP sürekli medya gündemini işgal etti, sürekli sahnede yer aldılar. 21 Mart'ta PKK yandaşları son derece şımarıkça meydanlarda Apo'ya özgürlük ve özerklik istiyoruz diye bas bas bağırdılar. Ama 15 Mayıstan itibaren bunların sesleri kesildi ve neredeyse hiç çıkmaz oldu. Ne oldu ki mutfakta biri mi var Size ne olduğunu açıklayayım. Rakamlar yalan söylemez diye bir söz vardır bilirsiniz. Seçimdeki rakamlara bakacak olursak PKK-HDP ve bunların diğer bileşenlerinin yaşadığı derin hüznün nedenini anlayabiliriz. 2018 seçimlerinde yüzde 11,7 oy alan HDP bu seçimlerde yeşil sol parti olarak yüzde 8.8 oy alabildi. Yani yaklaşık yüzde üç oy kaybetti. Ancak burada küçük bir ayrıntı daha var, yeşil sol partisi sadece HDP'den oluşmuyor. İçerisinde çok sayıda başka küçük aparat ve küsurat oluşumları da yer alıyor. Bu küsurat ve aparatları ve özellikle radikal soldan kemikleşmiş PKK'ya İstanbul ve Ankara belediye seçimlerinde destek veren kalbur üstü zengin monşerleri düşerseniz HDP'nin oy miktarı yaklaşık yüzde yedilere geriliyor. Daha sosyolojik bakacak olursak 2018'e göre 14 Mayıs seçimlerinde HDP'ye bazı seçim çevrelerinde hiç oy çıkmaz iken girdiği seçim bölgelerinin istisnasız olarak tamamında yüzde iki ila yüzde sekiz oranında oy kaybına uğradığını görüyoruz. Yani seçmen sayısı artmış olmasına rağmen HDP hiçbir seçim çevresinde oylarını arttıramamış tam tersine oy oranları azalmıştır. Hani bazılarının diline doladığı bir laf vardı HDP'nin altı milyon oyu ve kemikleşmiş yüzde 10 oranı vardı diye, demek ki yokmuş. Bunun böyle olacağını daha önce söylemiştim. Çünkü PKK yok edildikçe halkın üzerindeki kontrolü kaybolur. Bunun sonucu olarak bölge insanımız PKK'yı sorgulamaya başlar. Doğal olarak kopuşlar gerçekleşir. Her türlü dış ve iç desteğe rağmen, Anayasa Mahkemesinin yaklaşık beş yüz milyon lirayı seçim öncesi HDP'ye vermesine rağmen yapabildikleri yüzde yedi. HDP'nin oy oranının bir dahaki seçimlerde yüzde üç-dört bandında olacağını şimdiden söyleyeyim. Toplumsal değişim doğal olarak siyasi değişimi de beraberinde getirir. Bu değişimi anlayamayanlar ise siyaset dışı kalırlar. Sadece PKK-HDP'nin değil bunlardan medet umup Türkiye'nin siyasal sistemine ayar vermeye çalışanlarında ümitleri tükenmeye başladı. Artık kilit parti, Kürt oyları gibi söylemlerin yeri kalmadı. Artık Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan insanlarımızın siyasal tercihlerinin sadece HDP üzerinden okunamayacağı net bir şekilde anlaşılmıştır. Bugüne kadar bölge halkı üzerinden yürütülmeye çalışılan ayrımcı politikaların tutmayacağı görülmüş, devletimizin yürüttüğü bütünleştirici sosyal devlet uygulamaları meyvelerini vermeye başlamıştır. Yıllardır terör zulmünden en çok acı çeken Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan değerli insanlarımız PKK'dan nefret etmektedir. PKK'ya lanet etmektedir. Bu gerçeği göremeyip hala daha etnik tabanlı siyaset yürütmeye çalışanlara tokat gibi cevap yine bölge halkımızdan geldi. Dediğim gibi rakamlar yalan söylemez.