İslam Dini'nde Temizliğe Bağlı Genel Sağlık Kuralları

İçinde yaşadığımız varlık âleminde bir yaratan, bir de yaratılanlar vardır. Yaratan tektir. O da Allahü teâlâ'dır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Yüce Allah, varlıkları yarattıktan sonra, insan ve diğer canlıların, varlıklarını sürdürebilmeleri için, birtakım sebepler halk etmiştir. Kâinataevrene kanun ve sebeplerden meydana gelen bir nizam koymuştur. Dileseydi güneşi, ayı, dünyayı ilk yoktan var ettiği gibi, dünyada görülen olayları, hareketleri hiç sebebe bağlamadan yaratabilirdi. Fakat böyle dilememiştir. Her şey, bir sebebe bağlı olarak var olmakta ve ortaya çıkmaktadır. İşte bilim dediğimiz bu alan, insanda ve onun dışında var olan gizli sebepleri, bağlantıları ve etkileri bulmaya ve keşfetmeye çalışmaktadır. Sağlık ve hastalık konularında da durum aynıdır. Acaba bu nizamısağlıklı yapıyı ne bozdu Ancak şunu açıkça ifade etmek gerekir ki, bugün bütün dünyada determinizm kıskacında olan bilimtıp, araştırmalarda -Allah'ın varlığını ve yaratıcılığını dikkate almadan- sadece fiziksel etkenler üzerinde durulmakta ve etken faktörü bulunmaya çalışılmaktadır. Fakat İslam Tıbbı'nda baştan Allah'ın varlığı ve yaratıcılığı kabul edilmektedir. Maddeyi, evreni var eden ve onun içine sebepleri, şifreleri yerleştiren, yüce Allah'tır. Bu çerçevede sağlık ve hastalık şu başlıklar altında ele alınabilir: TEMİZLİK Bugünkü Tıp: İnsanların hastalanmamaları ve sağlıklarını korumaları için başta temizlik kuralları olmak üzere çeşitli alanlarla ilgili önlem almaları önerilir. Bunun adı Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı'dır Bunların başında Ağız sağlığı gelmektedir. Ağız, sindirim sisteminin ilk giriş kapısıdır. Gıdalar burada tadılır, çiğnenir, kısmen sindirilir ve lokma kıvamına getirilerek yutulur. Ağızda 300-400 tür farklı mikroorganizma tespit edilmiştir. Bazı araştırmacılara göre 500, bazılarına göre ise 700 farklı mikroorganizma olduğu rapor edilmiştir. Bunlar, ağız mikrobiyotasını oluşturur. Normal sınırlar içerisinde kaldığı sürece, bunlar, ağız sağlığı için gereklidir. Temizliğe dikkat edilmediği takdirde bakteriler, biyofilm (dentaldiş plak) dediğimiz mikroorganizma kolonileri oluşturduğu zaman, zararlı hale gelir. Bu yüzden sindirim sisteminin giriş ve çıkışı, temiz tutulmadığı takdirde birçok hastalıklara davetiye çıkarılır. Onun için giriş ve çıkışlar, temiz tutulmalıdır (Kamu ve Özel Sağlık Siteleri). İslam Tıbbı: Yaklaşık 1500 yıl önce âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde, Koruyucu Hekimlik kapsamında (ağızdiş, tırnak, beden ve yer temizliği konusunda) şunlar buyrulur: 1. Allahü teâlâ (madî ve manevî) temiz olanları sever (Tevbe, 108). Burada maddî temizlik, gusül abdestini, namaz abdestini, helâtuvaletle ilgili temizliği, beden ve kullandığımız elbise temizliğini, namaz kılınacak yerin ve içinde yaşadığımız mekânın temizliğine kadar bütün temizlikleri içine almaktadır. Manevî temizliğin başında iman gelmektedir. İmansızlıkşirk ve küfür, en büyük necistir, pisliktir (Tevbe sûresi, 28). Müslüman olmayan biri, ne kadar yıkansa, manevî kirlilikten kurtulamaz. Bu konu ile ilgili hadislerde beyan edilen hükümler, Müctehid âlimler tarafından, vacip, sünnet, müstehap gibi derecelendirilmiştir. 2. Allahü teâlâ, cemilgüzeldir, (maddî ve manevîruhî) güzelliğitemizliği sever (Müslim, İmân 41). 3. Allah rızası için her Müslümanın haftada bir gün başını ve bedenini yıkaması, bir haktır, bir vazifedir (Buharî, Cumua 12). 4. Her Müslümanın haftada bir gün yıkanması (boy abdesti alması) gerekir. O gün de Cuma günüdür (Nesâî, Cumua 8). 5. Peygamberlerin sünneti beştir (fıtratyaratılış gereğidir): Sünnet olmak, kasıkları tıraş etmek, tırnakları kesmek, koltuk altını temizlemek, bıyıkları kırpmak (Buhârî, Libâs 63; Müslim, Tahâret 16). 6. Eğer ümmetime güç gelmeyecek olsaydı, onlara her abdestnamaz vaktinde misvak kullanmalarını (ağızdiş temizliği yapmalarını) emrederdim (Buhârî, Cum'a 8, Savm 27; Müslim, Tahâret 15). 7. Hazret-i Âişe'ye Resûlullah'ın eve geldiğinde ilk yaptığı işin ne olduğu sorulduğunda, "dişlerini misvakla temizlerdi" demiştir (Ebû Dâvûd, Tahâret 27). 8. İslam toplumunda, Müslüman aileler, evlerine ayakkabı ile girmezler. Batı toplumlarında ise ayakkabı ile evlere girmek, normal bir hayat tarzı olarak kabul edilir. Ancak bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar, Müslüman ailelerin uygulamasını doğrular niteliktedir (Bk. Hürriyet Gazetesi, 2 Nisan 2022). Uzak Doğu ülkelerinde Müslümanların dışında diğer din mensupları da evlere ayakkabı ile girmezler, hatta bunu ev sahibine hakaret sayarlar. 9. Müslümanlar, bahçede ve kırda değil, evlerinde köpek barındırmazlar. Bu konuda Hazret-i Peygamber şöyle buyuruyor: İçinde köpek ve sûretheykel ve resim bulunan eve melekler girmez (Buhârî, Libâs 88, Bedü'l-halk 7; Müslim, Libâs 83, 87). Eğer resim, açıkta değil, dolaptaçekmecede görünmüyorsa, bu hükme tâbi değildir. AYAKTA İDRAR YAPMA Bugünkü Tıp: Ayakta idrar yapmanın prostat kanserini tetiklediği çok kere tartışıldı ve aralarında sebep-sonuç ilişkisinin olup olmadığı araştırıldı. Kanserler, prostatın sadece bir kısmından gelişebileceği gibi birden çok kısmında da gelişebilir. Genellikle 65 yaş üstünde görülen bu hastalık, erken dönemlerinde hiçbir belirti vermeyebilir. Fakat tedavi edilmezse zamanla büyüyerek idrar kanalına baskı yapabilir. Böyle hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikâyetler meydana gelir. Yapılan araştırmalarda erkeklerin ayakta idrar yapması ile prostat kanseri de dâhil olmak üzere herhangi bir hastalık arasında bir bağlantı bulunamamıştır. Hatta bir araştırmada maksimum idrar akım hızı, idrar sonrası mesanede kalan idrar hacmi, idrar yapma süresi gibi değerler incelendi. Araştırmanın sonucuna göre ürolojik açıdan genç veya henüz prostat şikâyetleri başlamamış genç-orta yaş erkeklerde ayakta ve oturarak idrar yapma esnasında ortaya çıkan değerler arasında bir farklılık görülmemiştir. Bununla birlikte 50 yaş üstü erkekler için oturur pozisyonda idrar yapma önerilmektedir (Kamu ve Özel Sağlık Siteleri). İslam Tıbbı: İslam dini'nin ortaya koyduğu hükümlerde kötülük, tehlike veya bir hastalık ortaya çıkmadan onunla ilgili tedbirler alındığı, ona götüren yolların da yasaklandığı görülmektedir. Zina konusunda bunu açıkça görmek mümkündür. Ayet-i kerime'de "zina yapmayınız" değil, "zinaya yaklaşmayınız (İsrâ, 32)" buyrulmuştur. Zinaya yol açan bütün yakınlaşma ve beraberlikler, haram kılınmıştır. İslam şeriatı, erkeklerin idrar yapma şeklini yaş farkını zikretmeden hadislerle şöyle açıklamıştır: 1. Kim size, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in ayakta küçük abdest yaptığını söylerse, inanmayın. Resûlüllah, çökmeden küçük abdestini yapmazdı (İbn Mâce, Tahâre 14; Nesâî, Tahâre 25). 2. Peygamber efendimiz: Ya Ömer! Ayakta su dökme (bevletmeidrar yapma), buyurdu. Ben de o günden sonra ayakta su dökmedim (İbn Mâce, Tahâre 14). 3. Peygamber aleyhisselâm, bir gün mezarlarında azap gören iki kişinin sesini işitti ve şöyle buyurdu: Bu kabirlerde yatanlar azap görmektedirler. Ama büyük bir şeyden dolayı değil. Resûlüllah aleyhisselam daha sonra sözüne şöyle devam etti: Evet bunlardan birisi, insanlar arasında söz taşırdı. Diğeri ise bevlinden (idrarını üzerine sıçratmaktan) sakınmazdı (Buhârî, Vudû' 56; Müslim, Tahâret 34; Nesâî, Cenâiz 166). Ayakta bevletmede (idrar yapmada), insanın idrar sıçramasından kendini koruması çok zordur. Onun için yasaklanmıştır. Bugünkü tıp, din, iman, kabir, âhiret gibi konularla ilgilenmediğinden, konuyu sadeca prostat açısından ele almıştır. YEME ve İÇME Bugünkü Tıp: Yeme içme konusunda şunları tespit etmiştir: Obezite: Vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı ve anormal yağ birikmesidir. Yağ dokusu tüm sistemi etkileyecek şekilde hormonal ve kimyasal maddeler salgılar. Bazı salgılar iştahın açılmasına, doyma sınırının üste çekilmesine ve obezite'nin ilerlemesine sebep olur. Aşırı kilo alımı, sağlığınızı büyük ölçüde tehdit ederken, aynı zamanda hareketlerinizin kısıtlanmasına ve ciddi hastalıklara yakalanmanıza sebep olabilir. Birden çok sebebe bağlı ortaya çıkan obezite hastalığı, insan vücudunda çok sayıda organı etkiler. Bu yüzden tedavisinin de birden çok branşın birlikte uyum içerisinde çalıştığı bir ortamda planlanıp yapılması gerekir. Obezite'nin sebepleri: Obezite'ye zemin hazırlayan birçok sebep bulunur. Bunların başında hareketsiz bir hayat tarzı ve vücudun yakabileceğinden fazla kalori tüketmesi gelir. Ayrıca genetik yatkınlık, insülin direnci, hipoglisemi, stres, hormonal bozukluklar (büyüme hormonu, tiroit, hipofiz ve adrenal bez sorunları) da obezite'yi tetikleyen faktörlerdir. Temel sorun yağ dokusunun artarak aşırı kilo sorununu ortaya çıkartmasıdır. Günümüzde fastfood ve benzeri dengesiz beslenmeye yönelimin artması sebebiyle "çocukluk çağı obezitesi"nin de arttığı görülüyor. Aşırı kilolu çocukların, önlem alınmadığı takdirde gelecekte diyabet, kalp ve koroner damar hastalıkları, erken yaşta hipertansiyon ve kanser gibi hastalıklara yatkınlıkları da artmaktadır. Bu sebeple düzenli ve dengeli beslenmeye, sportif aktivitelere yönlendirme gibi tedbirlerle vaktinde aşırı kilonun önüne geçilmesi en doğru seçenek olacaktır (Kamu ve Özel Sağlık Siteleri). İslam Tıbbı: İslam tıbbı, maddî unsurlarla birlikte manevî unsurları da kapsamaktadır. Bu konu, kısaca şöyle açıklanabilir: 1. Yiyecek ve içeceğin yüce Allah'tan geldiği bilinmeli ve hatırlanmalıdır. Kul, o yiyecek ve içeceği kazanmak için çalışmış olsa da, ona güç ve kuvvet veren her şeyi yaratan Allahü teâlâ'dır (En'âm sûresi, 101). 2. Rızkı yaratan ve gönderen