Bohem bir melek: Cahide

Cahide Sonku'yla bir iki kez aynı lokantada yemek yedim. Gençliğimde, Asmalı Mescit'te bir yerdi. Filmlerini seyrettim. Hürriyet'te birlikte çalıştığım sevgili Zeynep Avcı onunla uzun süren bir röportaj yapmıştı, sonradan TRT'de bir dizi oldu.Cahide Sonku'nun şaşırtıcı, görkemli dünyasını ustaca yansıtmıştı.'Beklenen Şarkı'dan bazı görüntüler hâlâ belleğimde, saz heyetini bile anımsıyorum.Masamda nicedir yazılmayı bekleyen Eyüphan Erkul'un 'Cahide' kitabın okumaya başladım.Alt başlığı şöyle: 'Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz'Editörden başlıklı yazının imzası İclal Aydın:"Sevgili Eyüphan Erkul birkaç yıl önce Cahide Sonku üzerine yazdığı bir senaryonun ilk taslağını göndermişti. Okurken 'Keşke bu bir roman olsa' demiştim içimden. Sonra bir cüret, bu fikrimi sevgili Eyüphan'a ilettim. Ne şans, o da fikre sıcak baktı.Sinemamızın ilk büyük yıldızı Cahide Sonku çocukken hayal meyal hatırladığım bir ibret hikâyesinin başköşesiydi benim için. Uzak ya da yakın çevremde birinin hal ve gidişatından endişe duyulduğunda, 'Ne oldum değil ne olacağım demeli. Altın tabakta yemek yiyordu Cahide Sonku, bak ne oldu' diye başlardı konuşmalar. Biraz daha büyüdüğümde babamın biriktirdiği çok eski mecmualardan birinde onunlu yapılmış bir röportaj ya da onun hakkında yazılmış bir yazı okumuştum.Haberin DevamıVelhasıl Cahide Sonku'nun hayatına ne kadar hâkim olsam da Eyüphan Erkul'un yazdıklarını sanki ilk kez öğreniyormuşum gibi büyük bir ilgiyle okudum. Sonra kızım da dahil 2000 sonrası doğanların, hatta geçen yüzyılın son on yılında dünyaya gelenlerin hiç bilmediği o görkemli yılları, tanımadıkları o şahane isimleri onlara tanıtmak, unutmamak, unutturmamak gerek diye düşündüm. Kızıma Cahide ile ilgili birkaç şey anlattığımda, 'Ben bu kitabı okurum anne, hadi hemen çıksın' dedi. Açıkçası daha da heveslendim."Cahide Sonku'dan:"Dudaklarımın arasında kül yığınına dönüşmekte olan şu cıgara var ya; benim hayatım o. Yanmış. Tükenmek üzere. Her şey bitmeden... Sonra düşünüyorum. Her şey ne zaman bitecek diye bir soru takılıyor kafama... Dudaklarımın arasındaki şu cıgara ne zaman sadece bir kül yığını olacak Bilemiyorum.Ama bildiğim bir şey var. Zaman geçtikçe, dostlar, hatıralar, birer birer yok oldukça, bu hayatın yükü bana daha da ağır geliyor... Eziliyorum... Usanıyorum... Bıkıyorum. Yaşamaktan bıkıyorum."Haberin DevamıEyüphan Erkul, doğumundan başlayarak yaşamının öyküsünü belgelerle yazmış:"Hiç kuşkusuz, Türk sinemasının tek büyük oyuncusu Cahide Sonku'ydu. Ne ondan önce ne de ondan sonra hiç kimse onun mertebesine ulaşamadı. Hiç kimse onun kadar tanınmadı, onun kadar sevilmedi, onun kadar arzulanmadı. Ama onca sevgi selinin ortasında hep köksüz yaşadı Cahide.Babasıyla suskunluk nöbetleri tutan Hayriye de hep ah çekerdi zaten. Cahide, annesinin ah çekmesine dayanamaz, gelip onun boynuna sarılır, babaannesinden öğrendiği gibi, 'Bu da geçer yahu!' diye onu teskin ederdi. Hayriye, bu lafı minik kızından duyunca komik bulur ve hemen gülümsemeye başlardı. Kısa bir süre de olsa içi rahatlar, kızına sarılır, kokusunu içine çekerdi.Haberin DevamıKüçük Cahide için dünya bir yana, annesi bir yanaydı..."Kitabın başında Yaşar Kemal'den bir alıntı:"Şu dünyada her bir yaratığın tutunacak bir dalı var, insanın yok. Şu dünyada yalnız olan kimsesiz, çaresiz olan yalnız be yalnız insandır. Herkesin, her şeyin yaşaması, ölümsüzlüğü var, insanın yok. Ağaç, kuş, otlar, böcekler, yılanlar çıyanlar, hiçbirisi yok olmuyor. Ama insan yok oluyor. Çünkü insan kendinde başlayıp kendinde bitiyor."Kitabın bölümleri:Birinci Fasıl: Cahideİkinci Fasıl: TalatÜçüncü Fasıl: ParsehDördüncü Fasıl: İhsanBeşinci Fasıl: CahitAltıncı Fasıl: Bohem Bir Melek( Artemis Yayınları )BİR HANIMEFENDİNİN ARDINDANSÖZLÜKTEKİ bazı kelimelerin karşısına çağrıştırdığı adları sıralarım. Görgülü ve gusto sahibi kelimelerinin karşısına Belma Simavi adını koyarım her zaman.Haberin DevamıNezaketi, ağırlamayı abartmadan gerçekleştiren nadir insanlardan biridir.Serveti, iktidarı hissettirerek sunan insanlar beni rahatsız eder. İkisini de hazmetmiş kişilerin liste başı Belma Simavi'dir.Güneşli'de yapılan eski Hürriyet binasının inşaatı sırasında yakınında bulundum. Bir binanın, bir salonun estetize edilmesini sağlayışına gıptayla bakardım.Çalışanların da dostluklarını, motivasyonlarını arttırmak için sık sık buluşmalar düzenlerdi. Yılbaşı gecelerinde çalışanlara günlük telaşı, gerilimi unutturacak en iyi ortamı yaratırdı. Bir başka atmosferi yaşardık gittiğimizde Ayazpaşa'daki evinde.Bugün de Hürriyet binasında bulunan tabloların seçiminde onun rolü büyüktür.Haberin DevamıOsman Hamdi'yi evinde misafir eden biri elbette resim dünyasına yabancı değildi. Birçok atölyeyi beraber dolaştık, binanın mimarisine uyum konusunda doğru değerlendirmeler yaptı. Zaten birçok ressamı da tanıyordu.Misafir ağırlamanın sanat olduğunu birçok kişi ondan öğrenmiştir. Bir kere sizi ağırladı mı, sofraya getirilen yemeklerden sevilen müziğe kadar mükemmeliyete şaşardınız.Domuz Adası için geniş bir listeden seçtiği CD'ler onun müzik konusundaki duyarlığının da göstergesiydi.Gazetenin 1 Mayıs kuruluş toplantıları ile Sedat Simavi Ödülleri törenlerini benim gibi anımsayanlar, onun çalışanlarla, kültür dünyası ile ilişkilerinin abartmasız görkemini hatırlayacaklardır.Hürriyet'in kurucusu