TÜSİAD'ın tuzu kuru...

Önceki gün TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) vardı. Yeni başkan Orhan Turan ile YİK Başkanı Tuncay Özilhan'ın konuşmalarını izledim. "Büyüsek de fakirleşiyoruz" diyorlar. "Eşitsiz gelir dağılımı demokratik sisteme yönelik inancı zedeler" diyorlar. "Gelirler hızla eriyor" diyorlar. "Rekabetçi kur, yüksek ihracat ve cari fazla mantığıyla kurgulanan politika kalkınmaya yetmiyor" diyorlar. Vay bee... Zenginler Kulübü'ne bak hele! Nasıl da halkı savunuyor öyle değil mi Yahu, inandınız mı Bu kulübün üyesi patronlar için önemli olan ülkenin, halkın çıkarları değildir, kendi çıkarlarıdır. Onlar kapitalizminin en örgütlü kulübüdür. İşçilerinin demokratik haklarından biri olan grev ve toplu sözleşme hakkından rahatsızdırlar. Her dönemde hele hele krizlerde kârlarını katlarken işçisine aynı oranda zam yapmazlar. Hatta daha iyi koşullarda daha yüksek bir ücretle çalışmak ve geçinebilmek için sendikaya üye olmak isteyen işçilerinin üzerine polisi salarlar. (Hatırlayın, Tuncay Özilhan eylem yapmak isteyen işçileri evinin sokağına bile aldırmamıştı.) Şimdi de enflasyondan şikâyet ediyorlar ya... O serzenişe de kanmayın. Onlar yükselen maliyeti sana, bana yansıtırlar. Ekonomiden aldıkları pay artar ama onu işçileriyle paylaşmazlar. Öyle ya... Madem kriz var, vatandaşın alım gücü iyice düştü, patronlar da biraz az kazansın. Mesala, bir kampanya başlatalım. İşçilerini enflasyonda ezdirmemek için yeniden zam yapsınlar. Sermaye düşmanı değilim. Ama Patronlar Kulübü'nün şirket tablolarına bakınca tuzlarının kuru olduğu ayna gibi ortaya çıkıyor. O zaman da bu ağlaşmalar timsah gözyaşı gibi geliyor insana... Bakın, TÜSİAD üyeleri bu dönemde servetlerine nasıl servet katmışlar Koç Holding'in aktifi son 1 yılda yüzde 67 (1 trilyon 158 milyar TL), Sabancı Holding'in yüzde 69 (916.3 milyar TL), Anadolu Efes'in yüzde 78 (97.7 milyar TL), Eczacıbaşı İlaç'ın yüzde 39 (8.5 milyar TL), Coca Cola'nın yüzde