Yeni Anayasa ne için

Pazar gününe patlama sesiyle başladım.

Önce gök gürültüsü sandım. Yataktan fırlayıp pencereden dışarı baktım ama yağmur ya da gök gürültüsüne neden olacak bir hava da göremedim.

O sırada telefonum çaldı. SÖZCÜ TV'den Tarık Işık'ın aradığını görünce biraz korktum. Gelen sesin patlama olduğunu o an düşünmeye başladım. Telefonu açınca Tarık "Patlamayı duydun mu" diye sordu. Duyduğumu söyledim.

Bir kaç dakika sonra Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker aradı. Olgunlar Sokak'ın başında olay yerini görebildiği bir yerden aradığını söyledi. "Çatışma ve patlama oldu" dedi.

Evden çıkıp 400 metre uzaktaki olay yerine doğru gitmek istedim ama polis geniş bir alanı çembere aldığından bu mümkün olmadı.

Sonrasını resmi açıklamalardan biliyorsunuz.

İki terörist, her sabah benim de önünden yürüyerek geçtiğim Emniyet Genel Müdürlüğü ana nizamiyesinin önünde saldırı düzenlemiş.

Nöbetçi polisler kendilerini etkisiz hale getirmiş.

Yaralanan polislere ve Emniyet teşkilatına geçmiş olsun diyorum.

Saldırı TBMM'nin yeni yasama yılının açıldığı gün, hem de TBMM ana girişinin 300 metre yakınında gerçekleşince, (doğal olarak) TBMM çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri alınmasına neden oldu.

Ülkemizde herhangi bir olay yaşandıktan sonra alınan güvenlik önlemleri adeta "vur deyince öldür" tarzında oluyor. Bu defa da öyle oldu.

Oturduğumuz binaya çıkan bütün yollar polis tarafından kapatıldığından, kontrol noktasından 200 metre ilerideki eve gidebilmek için nöbetçi polislere yalvar yakar olmak zorunda kaldım.

Durumumuz gerçekten komikti ve "böyle emir aldık" diyen polislerle karşılıklı olarak gülüşmeye başladık.

Biri beni yatıştırmak için "merak etmeyin, biz dahi bu nöbet noktasına gelebilmek için Çankaya'yı turladık" dedi.

Şaka bir yana, insanın engelsiz barikatsız bir yoldan evine gidebilmesi ne büyük özgürlükmüş bir defa daha anlamış oldum.

Bu önlemler altında, eve gelmek dahi bu kadar zorken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu saatlerde TBMM'ye gitmeyi gözüm yemedi. Oturup TBMM açılış törenini evden izledim.

Hem TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş hem Erdoğan "Yeni Anayasa" taleplerine dikkat çekiyorlardı.

Ekonomik krizlerin insan hayatını derinden etkilediği zamanlarda iktidar siyasetçileri, gündemi Anayasa gibi tartışmalı konulara getirmeyi, bu vesileyle hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, düşük ücretler gibi konuları unutturmayı seviyorlar.

Erdoğan tartışma büyük olsun istiyor olsa gerek, bu defa elini yüksekten açtı.

Muhalefete (mealen) "İsterseniz Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi'nin eksik yanlarını da bu vesileyle giderebiliriz" mesajı vererek yeni bir tartışma alanı açtı.

"Eksik yanlarını giderme" o kadar geniş bir alanı kapsıyor ki!

Ucunda Yarı Başkanlık Sistemi de olabilir, güçlendirilmiş Parlamenter Sistem de...