Savaş ve siyaset

Rusya'nın Ukrayna'ya dönük işgal operasyonu, küresel ekonomik ve siyasal dengeleri olduğu kadar, ülkelerin kendi içlerindeki siyasal denklemleri de etkileyebilecek nitelik taşıyor.Bu etkilerin içeriği her ülkede farklı yaşanıyor. Kimi ülkelerde, artan gıda ve enerji fiyatları nedeniyle iktidarlara dönük tepkilerin, uzun vadede muhalif parti ve hareketlere fayda sağlaması mümkün. Diğer yandan, özellikle Rusya kaynaklı "dış tehdit" algısını daha da pekiştirmeye çalışan ülkelerin yönetimlerinde de iki tutum gözlenebiliyor. Bunlardan ilki, bu savaşı önlemek ya da oyun kurucu görüntü vererek iç siyasette elini kuvvetlendirmek adına aktif dış politikaya yönelen ülkeler grubunu kapsıyor. Örneğin Fransa'yı ve kısmen bizdeki iktidarı bu kategoriye yerleştirebiliriz.İkinci kategoriye ise özellikle eskiden Rus etki sahasına maruz kalmış, genel olarak Avrupa'daki savaşlarda bölünmüş, iki farklı kuvvetin müdahalesi arasında sıkışmış Baltık ülkeleri, ilaveten Polonya, Çekya, Slovakya gibi ülkelerdeki yönetimlerin, Rusya askeri tehdidi altındaki bir sıkışma karşısında daha fazla AB ile entegrasyonu öne alan, güvenlik kaygılarını merkeze koyarak dış politika çizgisi geliştiren tarzları giriyor. Bu ülkelerde, savaş başladığından bu yana yapılan kimi kamuoyu araştırmaları da gösteriyor ki iktidar partilerinin destek oranında bir artış var.Bu iki kategori arasındaki konumu bakımından en ilginç örneklerden birisi ise Macaristan. Macaristan'da iki hafta sonra seçim var. Orban yönetimi, uzun süredir bir yandan Rusya ile arayı iyi tutmaya çalışan, bir yandan da güçlüotoriter devlet modelini uygulamak için uğraşan bir siyaset anlayışını temsil ediyor. Destek oranı da hâlâ yüksek. Fakat bir süredir alternatifi de doğdu; karşısındaki muhalefet partileri, giderek bir ortak isim etrafında buluştu. Şimdi Orban, Rusya karşısında yeterli tepkiyi göstermediği yönündeki eleştirileri göğüslemeye çalışırken bir yandan da "istikrar, güvenlik, güçlü liderlik" gibi vurgularla seçmene mesaj gönderiyor. Bir bakıma, iç çelişkileri oldukça fazla olan farklı partilerin Orban karşıtlığı etrafında bir araya gelmesiyle oluşacak yeni bir iktidar seçeneğinin bu savaş atmosferinde Macaristan'ın konumunu sarsacağını söylüyor; kampanyasını bunun üzerine kurarken hem AB içinde olup hem de Rusya'yı da doğrudan düşmanlık çizgisine itmeyecek bir strateji aracılığıyla yönetmeye devam etmeyi bir tür güvenlik stratejisi mesajı olarak seçmenlere iletiyor.YAKLAŞAN SEÇİMLERÖnümüzdeki ay Fransa'da da seçim var ve Macron'un ikinci tura kalacağı kesin gibi; kamuoyu araştırmaları, büyük bir değişiklik olmazsa, ikinci turdaki olası rakiplerinin daha dar bir seçmen kitlesine hitap etme riskleri nedeniyle, Macron'un kazanacağını gösteriyor. Fakat bence yeni durumun siyasal etkilerini, iktidarla seçmenler arasındaki bağını ne ölçüde dönüştürdüğünü görmek ve bunun Türkiye'deki durumla karşılaştırmasını yapmak adına en ilginç örnek, Macaristan seçimleri olacak gibi geliyor bana.Bizdeki iktidarın da bu savaş sırasında bir yandan Batı'da kendisine uzun süredir kapanan kapıları açmak adına yeni bir