Ordu'yu güzelleşmiş ve bu sefer çok farklı buldum

KARADENİZ'e defalarca gittim. Bazen bir toplantı için, bazen bir panel yönetmek için, bazen belediye başkanlarıyla buluşup şehri keşfetmek için...


Türkiye'nin her yeri bir cennettir, keşfedilmeye hazır bir hazinedir. Karadeniz de öyledir.
Son yıllarda gittiğinizde bölgeye olan ilgiyi fark ediyorsunuz.
Bu iyi mi, kötü mü bilemiyorum ama her gittiğimde daha betonlaşmış bir Karadeniz görüyorum.
Yabancıların ilgisi de artınca Karadeniz'in kıyıları büyük, çok katlı apartmanlarla doldu, yaylalar bile eski halinden çok uzaklaştı.
Geçenlerde Ordu'daydık.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ile birlikte şehri gezdik.
Şunu söylemeliyim.
Ordu diğer Karadeniz şehirleri arasında özgünlüğünü en fazla korumuş şehirlerin başında geliyor.
Üstelik korunmuş, kentin önde gelenleri bu hassasiyeti öne çıkarmış.
Başkan Hilmi Güler'in siyasetteki deneyimini de unutmamak gerekir.
Bir önceki geldiğimden çok daha farklı bir Ordu buldum.
Deniz ve sahilden kentle kopuktu; bir kere bu sağlanmış.
Harika bir kıyı şeridi yapılmış.
Küçük bir şehir turu yaparken bazen kendimi İzmir'in Karşıyaka yalısında hissettim.
İzmir'e benzeyen yerleri galiba daha çok seviyorum.
Kilometrelerce kesintisiz bir yürüyüş parkuru olmuş.
Güneş batarken, gecenin geç vaktinde de sahilde yürüyüş yaptık.
Ordulular sıcak havanın da etkisiyle kendilerini sahillere atmışlar; cıvıl cıvıldı.
Kentin tam ortasında yükselen teleferik de ayrı bir görüntü katmış.
Kaldığım otel şehrin en tepe noktasındaydı.
Teleferiği ben de kullandım.
Yukarıdan bir şehri izlemek ayrı bir keyifti.
Kısacası...
Ordu'dan keyifli ayrıldım.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


Belli ki Hilmi Güler'in eli değmiş

BAZI şehirler arada kalır, keşfedilmeyi bekler. Ordu'yu çok önceden keşfetmiş olanlardan biriyim. Ordu ve Giresun; Karadeniz'in en korunmuş yerleri.
Keşke kontrollü bir büyüme yaşasalar...
Çünkü nüfusumuz artıyor, konut ihtiyacı artıyor ve şehirlerimiz çok hızlı büyüyor.
Tabii Ordulular da; değişimin içinde olmak istiyor.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ile bunları konuştuk.
Güler; çok deneyimli bir siyasetçi...
Siyaset öncesinde de Türkiye'nin önemli kurumlarında üst düzey görevlerde bulunmuş biri...
En kritik dönemlerde enerji bakanlığı yaptı ve Türkiye'nin dev projelerine imza attı.
Şimdi Ordu'nun başkanı...
Belki bakanlığı döneminde bir dairesinden daha az bir bütçeye sahip Ordu'yu yönetiyor.
Az imkanlarla çok iş yapmak biraz da bu tecrübeyle ortaya çıkıyor.
Bazen küçük dokunuşlar bile şehrin değişimini tetikliyor.
Ordu demek fındık demekti.
Şimdi Ordu farklı özellikleriyle, değerleriyle öne çıkmak istiyor.
Fındığın değerini artıracak katma değerli ürünler yapılıyor.
Çikolata fabrikası onlardan biri örneğin...
Cam atölyeleri Venedik'te gezdiğim Murano'yu hatırlattı.
Kentin farklı noktalarına turizm tesisleri kazandırılmış, otel sayısı artıyor.
Hepsi iyi gelişmeler...
Ordu daha fazla keşfedilmesi gereken bir şehir...
Yine de hatırlatmak isterim.
Bozulmadan, korunarak, güzellikler korunarak Ordu büyüyebilirse harika olur.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


Fındık üreticilerinin istekleri var

ORDU'ya gidince fındık konuşmadan olmaz. Fındık, kentin lokomotifi... Ama bazı sorunlar da var. Birçok kişiyle konuştum. Çünkü az ya da çok herkesin fındık bahçesi var.
Dediler ki;
"Türk fındık endüstrisinin, fındık üreticilerinin, Tarım Bakanlığı'nın sektör ile ilgili sorunlarını hepsini olmasa da çoğunu ortadan kaldıracak üç karar hemen alınmalıdır..."
Nedir bunlar diye sordum.
Şöyle yanıtladılar;
"Natürel iç fındık ihracatı peşin dövize bağlansın. Kabuklu fındık ve fındık fidanı ihracatı yasaklansın. Kabuklu fındık alımı yapabilmek için fındık eksperliği belgesi, uygun işyeri ve depo şartları koşulu sertifikası ile teminat mektubu zorunluluğu getirilsin..."