Sessiz istifa

Sessiz istifa ve sessiz istifanın birey, toplum ve şirketler açısından görünür fayda ve zararlarından bahsedeceğiz ama yine önce kavramsal çerçeveyi çizelim. Çünkü sessiz istifa kavramını yabancılaşma kavramından bahsetmeden anlamak mümkün olmayacak.Çünkü yabancılaşma terimi her ne kadar günümüzde bir anlam genişlemesine hatta anlam kaymasına uğramış olsa da aslında bambaşka ve çok önemli bir sosyolojik tespittir.Yabancılaşmanın dört biçimi vardır. En basitleştirilmiş dille ifade etmeye çalışırsak, birinci aşama çalışanın emeğine yabancılaşmasıdır. Modern kapitalist toplumda artık çalışan kendi ihtiyacı için değil piyasa için üretim yapmaktadır. Önceden atölyesinde ya da tarlasında kendisi için üretim yapan birey artık emeğini nerede, nasıl ve ne için kullanacağına kendisi karar verememektedir. Artık emeğine yabancılaşmıştır.İkinci aşama ise ürüne yabancılaşmadır. Çalışan, modern üretim biçimleri ve aşırı derecede incelmiş iş bölümü nedeniyle çoğu zaman ürettiği şeyin ne olduğunu bile bilmiyordur artık. Hiçbir usta eseri yoktur artık. Marka ve model dışında ürünleri birbirinden ayıran pek bir özellik kalmamıştır. Dahası, sadece üretimde değil tüketimde de durum değişmiştir. Daha evvel kilerden sofraya gelen birçok ürün artık piyasadan temin edilmek zorundadır. Çalışan kendi ürettiği şeyi artık satın almak zorundadır.Üçüncü aşama ise çalışanın diğer çalışanlara hatta geri kalan herkese yabancılaşmasıdır. Sık sık "insanın doğası" ile ilgili meta anlatılar dile getirilir ya, bence insan için bir "doğa"dan bahsedeceksek, bu doğa "dayanışmadır". İnsanı insan yapan en önemli özellik de budur. Ama modern kapitalist toplumda dayanışma yerini rekabete bırakmıştır. Artık herkes birbirinin rakibidir.Dördüncü aşama ise kişinin insani varoluşa dolayısıyla da kendine ve insana yabancılaşmasıdır. Çünkü artık piyasa ve onun talepleri önceliklidir. Kişi bu öncelikleri yerine getirmek için insani olarak her şeyinden -uykusundan, eğlencesinden, çocuğuyla geçireceği vakitten, boş boş oturacağı zamandan- feragat etmek zorundadır. Bu feragat sonucu hem insani olandan hem de kendinden uzaklaşır. Bunlar birey ve toplum açısından hem birbirini takip eden hem de aynı yapı içinde aynı anda var olabilen insanlık durumlarıdır.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6845264;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6845264;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardeniz-bayramoglusessiz-istifa-6845264' });Bu süreçlerin toplumsal yapıların kendi öznellikleri içinde bir üst aşamaya geçmesi, evrimleşerek yeni yapılara dönüşmeleri, ortaya daha önce görülmemiş yeni toplumsal biçimler çıkarmaları için bazı koşullar gereklidir. Ya tüm bu süreçler doygunluk noktasına ulaşmış ve içinde bulunduğu toplumsal yapı açısından çeşitli nedenlerle artık taşınamayacak hale gelmiştir. Dolayısıyla, ufak bir kıvılcım ya da minik bir sarsıntı zaten olgunlaşmış olan koşulların etkisiyle bu toplumsal halleri yeni bir merhaleye geçirir. Ya da yaşanan olay o kadar büyük ve o kadar sarsıcıdır ki koşullar doygunluk noktasına ulaşmamış olsa bile tüm toplumsal var oluş biçimleri köklerinden sarsılır. Ortaya yepyeni koşullar ve durumlar çıkar.Koronavirüs salgını hem doyuma ulaşmış koşullara sahip bir zamanda geldi hem de etkisi bir devrim kadar olmasa bile bir hayli yıkıcıydı. Salgın sonrası sürecin hayatımıza zorunlu olarak soktuğu birçok yeni davranış biçimi ve alışkanlık var artık. Toplumsal yapılanmadaki bazı unsurlar kalıcı olarak değişmiş durumda. Hayatımıza kalıcı olarak girmesi için belki bir 10-20 yıl daha beklememiz gereken birçok olgu artık günlük hayatımızın bir parçası.Öncelikle, tüm bu değişikliklerin insan için iyi mi yoksa kötü mü olacağına dair en ufak bir fikre sahip değilim. Ama bu yarattığı bir takım keskin değişiklikleri görmediğim anlamına da gelmiyor. Sadece uzun vadeli sonucun olumlu mu olumsuz mu olacağı konusunda bir fikrim yok. Mesela uzaktan çalışma.Üretimin denizaşırı ülkelere kayması, dijitalleşme, üretimde somut olmayan emeğin payının artması, sanayi 4.0, sensor teknolojisinin gelişmesi, 3d printer'lar, robot teknolojisi, karanlık fabrikalar, küresel ağın güçlenmesi vs. gibi faktörler uzaktan çalışmayı zaten bir noktada hayatımızın vazgeçilmezi haline getirecekti. Şirketler açısından gayet avantajlıydı. Yemek, servis, temizlik, çeşitli ek hizmetler, elektrik, su, telefon gibi bir araya geldiğinde