Saflar netleşirken

Seçime nasıl bir siyasi panoramayla gireceğimiz az çok kesinleşti. Son iki haftadır siyasetteki ana hareketliliği oy tabanını ve toplumsal meşruiyetini artırma çabasının şekillendirdiğini izliyorduk. Bu süreç artık sona erdi. Şimdi ise sırada milletvekili listelerinin kesinleşmesi süreci var. 9 Nisan'a kadar tüm siyasi partilerin milletvekili aday listelerini YSK'ya göndermesi gerekiyor. Seçim takviminde 7 Nisan tarihi de kritik. Bu tarih, "ittifaktan vazgeçen partiler olması halinde" yapılacak düzenlemeleri içeriyor. Bu düzenleme şu an gördüğümüz siyasi kümelenmenin de her an "değişme potansiyeli" olduğunu hatırlatıyor. Bu hafta izlediğimiz gibiKarizmaya façaHaftaya Cumhur İttifakı açısından "karizmaya hafif faça atan" iki gelişme ile başladık. Cumhur ittifakı ile görüşmeler yapan ve süreç boyunca genelde olumlu sinyallerin veren Fatih Erbakan birden fikir değiştirdi ve ittifaka katılmama kararı aldı. Üstelik bu kararını da açıklamalarının olumlu olacağını uman milyonlarca seçmenin izlediği canlı yayında açıkladı. Aynı gün eski Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'ten de benzer bir açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Ak Parti Genel Merkezi'nde görüşen Şimşek görünen o ki Erdoğan'dan açık bir davet almış ve bu daveti nazikçe reddetmişti. Olay bu kadarla sınırlı kalabilirdi aslında ama Şimşek, aktif siyasete girmeyeceğini sosyal medyadan açıklayınca konu alenileşti. Erbakan'ın açıklamalarıyla aynı güne denk gelmesi ise kamuoyundaki etkisini katladı.'Önemsizleştirme'Erdoğan'ın tüm bu süreçte daha evvel belirttiğimiz biçimler ve konular dışında pek bir açıklama yapmadığını gördük. Daha çok parti kurmayları konuştu. Açıklamalarında ise "Şimşek ile Erdoğan'ın zaten sık sık görüştüğü, son görüşmenin de benzer bir görüşme olduğu, Şimşek'e bir teklif gitmediği" gibi başlıklar çerçevesinde durumu "önemsizleştirme" hedefine yönelik açıklamalardı. Nitekim Erdoğan da perşembe günü aynı yönde bir açıklama yaparak, "Şimşek ile ekonomik gelişmeler konusunda fikir alışverişi yaptıklarını" ifade etti. Burada "olumsuz gelişmelerle Cumhurbaşkanı'nı yan yana getirmeme" stratejisi etkisini gösterdi ve konu yavaş yavaş etkisini yitirmeye başladı.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6922713;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6922713;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardeniz-bayramoglusaflar-netlesirken-6922713' });Ama asıl önemli gelişme ittifakların protokollerini YSK'ya teslim için son tarih olan cuma günü yaşandı. Cumhur İttifakı'nın YSK'ya giden heyeti içinde YRP yöneticileri de vardı. Yani tüm hafta boyunca yürütülen çalışmalar meyvesini vermiş ve YRP ittifaka katılmaya ikna edilmişti. Muhtemelen daha önceden belli olan bu gelişme, sürenin sona ereceği cuma günü saat 17.00'den hemen önce açıklanarak etkisi katmerlenmişti. Dahası, Hüda Par ile yapılan ittifaka katılım görüşmeleri sırasında kamuoyunda dile getirilen "Hüda Par-Hizbullah ilişkisi" eleştirilerinin getireceği yıpranmaya karşı da bir formül geliştirildi. Parti ittifak dışında bırakıldı ama adaylarının Ak Parti listelerinden seçime girmesinde anlaşıldı.Bu iki kriz sırasında da hem Ak Parti kurmaylarından hem de Ak Parti'ye yakın kanaat önderleri tarafında yapılan açıklamalarda kullanılan dile de dikkat çekmek gerek. Bu dilin "muhatabı eleştiren ama rencide etmeyen" bir tona sahip olması hem Ak Parti'nin kamuoyu önünde tek sesliliği sağlama başarısını gösterdi hem de mevcut krizin çözülmesi yönünde -muhatabına kontrollü baskı uygulayarak- Ak Parti'ye büyük avantaj sağladı. Benzer durumu Millet İttifakı'nın yaşadığı krizde göremediğimizi de hatırlatalım.Olumlu gelişmeBenzer hamlelerin Millet İttifakı tarafından da atıldığını görüyoruz. Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da hitap ettiği toplumsal tabanı ve oy tabanını genişletmeye çalışıyor. Bu çerçevede örneğin Doğru Parti'ye yaptığı ziyaret ve sonrasındaki