Siyasete baskı hep ters tepiyor

"İktidar cephesi"nin hem Meclis, hem de cumhurbaşkanı seçiminde kaybedeceğinin iyice açığa çıkması üzerine demokratik muhalefete karşı yine bayat numaralara başvuruluyor."Millet ittifakı"na oy vermiş milyonlarca vatandaşın irâdesini dışlamak için topyekûn muhalefeti âdeta siyasi linçle "teröre destek ve işbirliği" benzeri vahim isnad ve yıpratma taktiği gibi. Altı partinin "demokratik parlamenter sistem işbirliğinin yedinci partisi HDP'dir," hatta "altılı masanın altında terör örgütü vardır" türü suçlamalar bu maksatla yapıldı. Özellikle bu partinin on bir maddelik "demokrasi tutum belgesi"nde "Türkiye partisi" olarak ülkenin bütünlüğünden yana demokratikleşme irâdesiyle Meclis'in demokratik işlevinin etkinleştirilmesi ve hukukun üstünlüğü ekseninde ortak hareketle "tek kişilik rejim"e karşı demokrasiyi, hukuku, yargının bağımsızlığıyla tarafsızlığını ve "demokratik parlamenter sistem"i esas aldıklarını deklâre edip "demokratik birlik" müsbet mesajları vermesi ve cumhurbaşkanı seçiminde istişâreyle belirlenen ortak adaya oy vereceklerini bildirmesi üzerine demokratik muhalefeti "karalama kampanyası"nın daha da yoğunlaştırıldığı görülüyor. "SİYASET YASAĞI" KOMPLOSU Başta milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve seçilmiş belediye başkanlarının görevlerinden alınıp yerlerine "iktidar yandaşları"nın atanması, "kayyım uygulaması"yla seçme-seçilme hakkın yok sayılıp halk irâdesine ipotek konulmuştu. Salgında muhalefete mensup belediyelerin yardımları kesildi, yatırımlarına kredi verilmedi, vatandaşlara destek mecrâları kapatılıp hizmetleri engellenmek istendi. Ancak bütün bunların sonuç vermemesi; ve "İstanbul belediyesine şu kadar terörist var!" iddiasının fos çıkması üzerine en son muhalefeti kriminalize eden iftiralara tevessül edildi. En son Yargıtay'ın, ana muhalefetin İstanbul İl Başkanı'na "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından verilen cezanın bozulmasına karar verip, bir tek "kamu görevlisine hakaret", "cumhurbaşkanına hakaret" ve "devleti alenen aşağılamak"tan verilen cezayı onamasının ardından, siyasi iktidar sözcüleri ve "iktidara ilişkin medya"nın muhalefeti "terörle iltisaklı" ithamlara tevessülü bundan. Bundandır ki demokrasiyi katleden darbe ve