"Kendini inkâr" çarkları

TESBİTDünya kupası açılış töreni için Katar'a giden Cumhurbaşkanı'nın en son Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'yle (iki elle) el sıkışması AKP iktidarında, özellikle dış politikadaki diğer taahhütlü "yaman çelişkili çarkları" gündeme getirdi. Öncelikle Davos'ta Cumhurbaşkanı'nın İsrail Cumhurbaşkanı'na "one minute' restinin ardından "moderatöre söylemiştim" çarkıyla "katil ve haydut terör devleti!" dediği İsrail "dost!" ilân edilerek "bölgesel işbirliği için istikrar fırsatı" olarak sunuldu. Ardından on vatandaşın katledildiği Türk Bayraklı Mavi Marmara sivil yardım gemisine İsrail askerlerinin kanlı baskını davasında Cumhurbaşkanı'nın "bizden mi izin aldınız!" çıkışıyla çarkedildi. Bu arada bütün dünyanın gözü önünde Cumhurbaşkanı'nın "NATO'nun Libya'da ne işi var!" çıkışından üç hafta sonra "NATO, Libyalılar için Libya'da olmalı" dönüşüyle bu ülkeye asker, gemilerle askerî müdahale için silâh, askeri malzeme ve asker gönderildi. Akabinde Türk asıllı Alman gazeteci Deniz Yücel için "gazeteci değil terörist, bu can bu tende kaldıkça asla iâde edilmeyecek!" restini çekti. Ne var ki "o can o tende kaldı" ama "terörist" dediği gazeteci Merkel'in telefonuyla derhal hapisten tahliye edilip ülkesine iâde edildi. Bu arada bizzat bakanların "15 Temmuz'un finansörü" dediği Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Emiri dâvet edilerek kucaklaşıldı ve işbirlikleri daha da genişletildi. Keza Kaşıkçı cinâyetinde önce "ülkelerinde ceza almayan katiller suçun işlendiği yer İstanbul mahkemelerinde yargılamalı" tepkisini veren Cumhurbaşkanı çok geçmeden "Kaşıkçı dosyası" Suudilere swapla borç para karşılığında teslim edildi. Ve "Firavun", "darbeci diktatör", "zâlim ve katil" dediği Sisi'yle barışmak için evvela Maliye Bakanı Mısır'a yollandı. Yıllarca "râbia" işâretiyle siyasi rant devşirdiği İhvan'ın televizyonları kapatılıp yüzüstü bırakılıp bir kısmı sınırdışı edildiler, bir kısmı ülkeyi terke zorlandı. Şimdi kendini inkârla toslanan çarpık keskin "u dönüşler"in ne uğruna yapıldığı tartışılıyor... GARABET: "Yazıklar olsun!"yakınmasıyla... Cumhurbaşkanı'nın "darbeci diktatör", "zâlim ve katil" diye tahkir ettiği ve "asla bir araya gelmem" dediği Sisi ile bir araya gelmesi siyasi iktidarın her yanlışına "gerekçeler" üreten "iktidara iliştirilmiş medya"da dahi şaşkınlıkla karşılandı. Bundandır ki birileri "2013 Temmuz ortamında Sisi'ye olan radikal tepkisi de çok doğruydu. 2022'deki bu samimi fotoğrafı ve tavrı da çok doğru ve isabetli" cümlesini kullanıp "Erdoğan'a 'Dün Sisi'ye şunu dedin, bugün bu fotoğraf nedir' gibi laflarla yüklenmek