Çarpık çarklarla muallel "dış politika"

Türkiye'nin AB üyeliğini en çok destekleyen Finlandiya ile İsveç'in NATO üyeliği talebinin veto edileceğinin Cumhurbaşkanı'nca tekrarlaması, "tek kişilik yönetim"in akıbetsiz "dış politika"daki tezatlarla muallel derin çıkmazını tekrar su yüzüne çıkarıyor.Evvela Trump'ın "ekonominizi mahvederim!" tehdit tweetleriyle, "akıllı ol, aptal olma!" tahkirli "mektubu"na karşı Cumhurbaşkanı'nın "Bu görevde olduğum müddetçe o teröristi alamazsın!" dediği, casusluktan 35 yıl hapisle yargılanan Rahip Brunson derhal tahliye edilip Amerika'ya uçuruldu. Cumhurbaşkanı'nın "gazeteci değil terörist, bu makamda olduğum sürece asla iâde edilmeyecek!" restini çektiği Deniz Yücel, Merkel'in telefonuyla alelacele cezaevinden çıkarılıp iâde edildi. Keza "iktidar cephesiînin ve "iktidara ilişik yandaş medya"nın "sicili bozuk", "zâlimlerin piyonu", "ABD ve İsrail'in maşalığına soyunan sömürge artığı", "15 Temmuz darbe girişimi faili şerefsizler!" dediği Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yeniden ilişki kuruldu. NE DENDİYSE TAM TERSİ YAPILDI... Bu arada mâlum "one minute' restinin ardından Mescid-i Aksa'ya baskınları, Filistinlilere saldırıları, zulüm ve katliamları pervâsızca sürdüren İsrail'le ekonomik, ticari, savunma sanayii ihaleleri katlandı. Daha düne kadar Cumhurbaşkanı'nın rest çektiği "haydut terör devleti!" "dost!" ilân edilerek ilişkiler "bölgesel işbirliği için istikrar fırsatı" olarak sunuldu. On vatandaşın katledildiği "Türk Bayraklı Mavi Marmara sivil yardım gemisine İsrail askerlerinin kanlı baskını davasında Cumhurbaşkanı'nın "bizden mi izin aldınız!" çıkışıyla İsrailli sorumluların Türkiye mahkemeleriyle uluslararası yargıda yargılanması Ankara'dakilerce engellendi. Süreçte "NATO'nun Libya'da ne işi var!" dedikten üç hafta sonra "NATO, Libyalılar için Libya'da olmalı" diyerek bu ülkeye askerî müdahaleye Türkiye de katıldı. Önce "ülkelerinde ceza almayan katiller suçun işlendiği yer İstanbul mahkemelerinde yargılamalı" tepkisiyle