Yüzüncü yılın şampiyonu!

Koca bir sezona değer katacak maçları oynamak zordur. Hedefi yakalamak isteyen de, ona kafa tutan da gerilim yaşar. Galatarasay'ın başkentte alacağı galibiyetin anlamı açıktı; bitime iki hafta kala "şampiyonluğun ilanı." Ya kazanamaz ise Haftaya derbilerin derbisi oynanacak ve evinde ya kupa kaldıracak, ya tarihi bir hikayenin figüranı olacaktı. İşi uzatmadı sarı-kırmızılı ekip. Başkentte malumu ilan etti. Ne diyoruz o zaman "Şampiyon Galatasaray." Kimse kusura bakmasın. Galatasaray şampiyonluğu anasının ak sütü gibi hak etti. Öyle güzel hak etti ki; üzerine itiraz edilecek tek cümle, tek sözcük söyleyemez kimse. Okan hoca helal olsun sana. Başkan Dursun Özbek, bir o kadar da övgü sana. Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılında ligin şampiyonu olmak gerçekten çok değerli. Galatasaray camiası ne kadar övünse, ne denli sevinse hakkıdır. Bunun başkentte yaşanması ayrı bir anlam taşıyor. Cumartesi günü köşe yazımda altını çizmiştim. Ankaragücü ligin en dirençli ve karakterli takımlarından biridir diye. Kolay pes etmeyeceğini son ana kadar direneceğini söylemiştim. Lakin bu denli kolay teslim olacağı aklımdan geçmemişti. Henüz 9. dakikada Icardi'nin golüyle geriye düşmesine karşın direndi. Önce eşitliği sağladı, sonra mücadeleye ortak oldu. Geriye düştü ama pas etmemiş gibi göründü. Lakin Icardi gibi bir silaha önlem alamadı başkent temsilcisi. Nasıl alsın ki Arjantinli golcüyü tutmak kolay değil. Adam golü kokluyor, her fırsatı değerlendiriyor, tutulmuyor, engellenmiyor. Gerçekten üst düzey bir oyuncu. Kim ne derse desin Galatasaray'ın şampiyonluğundaki en önemli figür Icardi'dir. Onu takımda tutmak geleceğe dönük en önemli yatırım olacaktır kuşkusuz. Sezon başında "kim bu adam" deniyordu, kim olduğunu gösterdi.