Yol yakınken dönmeyi bilmeli!

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Lig uzun maraton, henüz beşte birlik bölümü oynanmış. Lakin dün akşamki Adana Demirspor maçının Trabzonspor için değil de, teknik direktörü Nenad Bjelica adına kader müsabakası idi adeta. Olası bir yenilgi bardağı taşıran son damladan çok, zararın neresinden dönülürse kârdır mantığı ile bir değişimin fitilini ateşleyebilirdi.
Geçen yıldan beri söylüyorum, Bjelica ile Trabzonspor'un kimyası bir türlü uyuşmadı. Yapılan bunca transfere karşın istikrarlı bir kadro yok, futbolcular ile teknik direktör arasında düzgün bir iletişim yok, budur diyebileceğimiz bir oyun kurgusu ve planı hiç yok. Bu kadar yoktan pozitif şeyler çıkması mümkün mü Çok zor.
Dün akşamki Demirspor ile Trabzonspor arasında ciddi farklar vardı. Öncelikle, ev sahibi ekip geçen yıl Vincenzo Montella ile başlattığı değişimi bu sezon da Patrick Kluivert ile geliştirerek sürdürüyor. Yani istikrar var. Ligin hücumu en iyi yapan takımlarından biri. Gerek iki bekinin ofansif anlayışı, gerek Yusuf Sarı'nın kanatlardaki performansı takımın itici gücü. Belhanda, Niang, Emre Akbaba, Nani gibi usta ayaklar, her an golü kokluyor. Üstelik Balotelli gibi patlamaya hazır silahı var. İlk yarıda rakip kaleyi yoklayan sayısız şut denedi bunlardan biri gol oldu. Ya kaleci Uğurcan'ın maç boyu kurtardıkları olmasa idi
Yeri gelmişken; Yusuf Sarı'yı bir yerden hatırlayan var mı Trabzonspor'da beğenilmeyip gönderilen o Yusuf harikalar yaratıyor ve A milli takıma davet edildi. Birilerinin kulakları çınlıyor mudur acaba
Gelelim Trabzonspor'a. Yani Blejica'nın sıradanlaştırdığı "Karadeniz fırtınasına." Bu kadar kaliteli oyuncu grubunun hücumda bu denli etkisiz kalması düşündürücü. Kanatlar çalışmaz, Bakasetas ve Bardhi gibi forvet arkasında tehlike yaratması beklenen oyuncular suskun kalırsa, Onuachu yüzünü kaleyi dönmekte zorlanır elbette. Nijeryalı tek başına çok çalıştı ama nafile. Sonra da bekle de bireysel yeteneklerden biri devreye girsin, zehaviri kurtarsın.