Kelimeler, sihirli şeyler

Âdemi idrak sahibi yapan öğrenip kullandığı kelimelerdir. Kelimeler vardır insanı yüceltir, kelimeler vardır rezil rüsva eder... İnsan sadece ağzından çıkan kelimelerle değil, aklından geçirdikleriyle de sınanır. Çünkü aklımızdan geçen öfkeli, yırtıcı kelimeler gün olur denetimsiz serbestliğe kavuşur, muhatabımızın üstüne faş olur. "Hay Allah!" deriz, "hiç benim tarzım değil bu! Nasıl da çıktı ağzımdan" Çünkü insan sadece sarf ettiklerinin değil, içinde tuttuklarının da toplamıdır. Birisine içinizden "Hıyarağası" diyorsanız, bir gün bir bakmışsınız yüzüne söylemişsiniz. Sonra gelsin pişmanlıklar, özürler, şunlar bunlar. Pasif agresif insanlar vardır. Bu mizacın muhafazakârı olur, seküleri olur, fark etmez. Ehem ühüm şeklinde mırmır konuşurlar, kelimeleri bileyip çoraplarında saklarlar. Arkadan dolanırlar, kelimeleri beklemediğiniz yerden sokan bir yılan gibi kullanırlar. Söz kesmeler, bilerek yapılan anlamamalar, sözde masumane sorular, (Siz aydınlanmaya karşı mısınız diye sorasım var) sözlerinizi cımbızlayıp serencamınızı dağıtmalar. Dip boyası akmış kötülükler, parfüm sıkılmış hinliklerdir bunlar... En büyük pasif agresyon ise şudur, heyecanlı bir konuşmanın ortasında sesiniz biraz gür çıksa, 'niye bağırıyorsun' diyerekten mevzunun altını oyarlar. Ki modern zamanların tedavüldeki en sinir tilki tavrı bu tavırdır. Tabii siyaset düzlemi denen kaba altyapıda iki de bir başını çıkartan Kemalist söylemden, "Dinci" diye başlayan arkaik kelimelerden hiç söz etmeyeceğim. Fikrimce o hırlı söylem, bazı istihbarat ajanslarının ürettiği "güce mi tapıyorsun" ya da "para sayma makinen mi var" cümleleri kadar insafsız ve saldırgandır... Ekonomide "merhamet" arayışlarını; batı merkez bankalarının vurdumduymaz kapitalist anlayışlarıyla karşılaştırarak aşağılamak da aynı kerkenez yaklaşım. Envaiçeşit hâl ve meşrepte olan Müslümanların, bu ülkenin farklı tarzlardaki inançlarının son yirmi yıldaki demokrasi ve bağımsızlık arayışının âsabını bozduğu sinekkaydı tiranların hiddeti bu yazının konusu değil. Şiddete sapmışlar, lafza takılmışlar hariç hiçbir Müslüman birey, onlar kadar zorba olamaz. "Asacağız, keseceğiz" diye konuşmaz... Kelimeler, dansıdır bir medeniyetin. Armoni ve fikriyat. Mânâ ve ritim. Şiir bize bunu öğretir. Her ne kadar cahil olup sürekli sözlük baksak da Divan Edebiyatı zarif, leziz bir dilin işaretlerini verir. Bir Fuzûlî öyledir mesela. İsmet Özel de öyle. Ahmet Hâşim düz yazılarına