Hınç İnsanı

Hemen herkesin başına gelir. Günlük hayatta hiç zarar vermediğiniz kişilerin nedensiz düşmanlığına uğrarsınız. Bu insanlarla alıp veremediğiniz bir şey olmadığını düşünür, bu yersiz düşmanlığı anlayamazsınız. Peki niyedir bu husumet Bu sorunun yanıtı, sebepsiz yere düşmanlık eden insanların kişilik ve zihin durumunda aranmalıdır. Bu tipler muhtemelen 'Hınç İnsanı' olarak tabir edilen kimselerdir ve bazı karakteristik özellikleri vardır. Hınç konusunda en şahane çalışmaları yapmış düşünür Max Scheler'e bakarsak, Hınç İnsanını zihni zehirlenmiş kişi olarak anlamak mümkün. Bir başka ifadeyle özünde kin, garaz gibi duygulardan beslenen, aşağılık kompleksinin dibine vurup kıvranan kişinin ruhi durumudur bu! Hıncın ortaya çıkmasına yol açan duygu durumları şunlardır: İntikam arzusu, nefret, kötü niyetlilik, haset, kara çalma ve küçümseme. Hınç; insan zihnini, düşünme biçimini, olayları algılama ve yorumlama biçimini etkileyerek Hınç İnsanı adı verilen karakter tipinin ortaya çıkmasına neden olur. Niye sizin gibi bir evi olmadığına ya da niye sizin kadar yetenekli olamadığına filan kafayı takar. Hınç İnsanı, her türlü kötülüğün beklenebileceği tehlikeli bir kişidir. Negatif eleştirelliği, tepkiselliği ve düşmanlık duygusu ile öbür insanlardan ayrılır. Haset, hınca kaynaklık eder. Kıskançlık ve imrenme de hıncın ardındaki masum olmayan fitne fesat bücürlerdir. Hasette de tıpkı intikam arzusunda olduğu gibi iktidarsızlık baş roldedir. Kişinin hasedi, imrendiği şeye sahip olanlara karşı duyduğu iktidarsızlık hissi nedeniyle hıncı doğurur. Arzu ile arzunun gerçekleşmemesi arasındaki gerilim, arzulanan şeyi elde eden kişiye karşı bir nefret uyandırır ve o kişi mahrumiyetin nedeni olarak görülür. Hınçlı insanın gerçeklikle ilişkisi gayri samimidir. Bu kişi, hınçla zehirlenmiş olduğu için gözü hakikati göremez. Örneğin onun kafasındaki düşman, her tür iyi özellikten yoksun tamamen kötü bir düşmandır. Kötü düşmanına karşıt olarak iyi insan olarak kendisini tasarlar. Bu tasarıların hakikati ne ölçüde yansıtıp yansıtmadığı da mesele değildir. Kendi kusurlarını görüp düşmanlık beslediği kişilerin meziyetlerini takdir etmesi mümkün olmaz. Olumlu değerlere karşı Hınç İnsanının sergilediği bu tavır, etrafında neyin değerli olduğunu görmeyecek denli körleştirir. Kendisini, onu ezen ve kıskançlığını körükleyen şeylerde yalnızca yanlışlar ve kusurlar görerek diğer insanları kendisi gibi itibarsızlaştırmaya çalışır. Hınç İnsanının en mühim özelliği, eleştirilen hususlardaki iyileştirmelerin zatında hoşnutsuzluk yaratmasıdır. Onun arzusu bir derdin deva