Hâller, vaziyetler

Üsküdar Meydanında genç bir adam bağırıyor, hem de nasıl! Aslında elinde mikrofon. Ama umurunda değil. Bas bas...
Filistin için imza topluyor. Kalbi bir davranış. İlle velâkin o da ne Kaba cümlelerle atar yapıyor. "Oradan bakıp geçme!" diyor insanlara, "hey niye geçiyorsunuz" diyor. Meydan inliyor. Gidip önce imza atıp ardından "Kardeş böyle yaparak süpersonik zarar veriyorsun Siyonistlere, bravo yani! Şuraya iki amfi daha atsak mı" demek istiyorum, ama yapmıyorum. Yakışıksız kaçar şimdi. Susup izliyorum. Çay demli. Yağmur atıştırıyor. İstanbul düşünceli, puslu.

Bizim liberallerin başkan olduğu zaman zil takıp oynadıkları Obama'nın danışmanı geliyor aklıma. Mısırlı sandviççiye dedikleri. "Sen de peygamberin gibi kendi kızına..." diyen adamı. "4 bin çocuk yetmez daha fazla öldürmeliyiz" diyen psikiyatrik vakayı. Düşünün, ABD bile dayanamadı, aldılar geçici olarak hırtapozu içeri...
Bir nebze ferahlamak, bir insanı kâmil ile şereflenmek için, Hintli Hamidullah'ın "İslam Peygamberi" siyerini açıyorum. Gazze'deki çocuklar fakat zihnimde! Bir İsrail füzesi gümlüyor, o çocukların ıssız ayakkabıları kalıyor sadece geride.
Peygamberimizin dedesi Gazzeliymiş. Nedense akımda Kerbelâ! O katliam, cinayetler... Ardından ehlibeyte yönelen zulüm, o bitmez kin. Hasan-Hüseyin. Canlarım benim.
Ne ilgisi var diyeceksiniz, çok var ama şimdi vakti zamanı değil. Çok yıkandı beynimiz diyorum Muaviye plazalarında. Muhammedî İslam üstüne bu cahilliğimiz oralardan kalma...

Batılı insanlar Gazze vesilesiyle Kur'an'a merak sarmış. Öyle geliyor haberler. Arapça bilmiyorsan sen kitabı anlayamazsın, diyen kıvrık kaşlı hocalar ortalarda mı acaba Siyonist vahşet, özgür dünya denen kapitalist kalelerdeki güzel insanları uyandırdı mı ne "Çok Yaşa Filistin" yürüyüşleri mutedil bir dünyanın işaret fişeği mi yoksa
Bir insan tarikatı var kafamda. Merhametin ve empatinin taçları başlarında. İnsan olmanın erdemini bilmiş bir insanlık. Niye olmasın Onu diyorum, yeniden Hazreti Âdemden başlayabiliriz lafa. Peygamberler tarihini yeniden kat etmek, ha O silsile bizi götürebilir nasılsa ıslaha, sulha, barışa.
Daima şuna inandım, olmakta olan her ne kadar kanatsa da yüreğimizi olanda bir hikmet var mutlaka. Kafa gidik zâlimlerin planları varsa, Allah'ın da planları var. Görmüyor musunuz, öyle bir düştü ki maskeler, mevzu iyiler ve kötüler arasındaki ayrıma dönüştü. Ve kapitalizm denen cenabet, dişlerinden insan bedenleri sarkan bir hortlak gibi piyasalara düştü.
Bütün dinler sınavda, ateist deist şu bu. Asıl soru, insafın var mı yok mu sorusu. Avrupa'nın yükselen ırkçıları İslam ve Türk düşmanı. Solcular dost. Bunu bilmeli. Müslümanlar da kopan kıyametten etkilendi. Kendileriyle yüzleşecekler. Kaçış yok artık. Yok da Müslüman entelektüeller, âlimler pısırıklıklarını aşabilecekler mi acaba Yoksa büyük sıkıntı şu bildik kolesterol kafalarla...