Oynanamayan futbol!

Kendi icadı klişelerde boğulmuş Süper Lig'de sondan bir önceki maçları izliyoruz. Avrupa'nın en yaşlı ligindeki en büyük gol seçeneğinin ''duran toplar'' olduğunu sık duyarsınız! Futbola kavramsal bir katkımız yoktur ama ''özgüven eksiği'', ''moral motivasyon düşüklüğü'', ''geçiş oyunu başarısı ya da başarısızlığı'', ''bireysel hata'', ''final pası ya da son vuruş beceriksizliği'' dillerden düşmeyen ifadelerdir. Haaa elbette ''hakem'' ve ''adalet'' tüm bu klişelerin her daim zirvesindedir. Geçen sezonun şampiyonunun küme düşmüş rakibine karşı ilk devrede nasıl olup iki kırmızı kart almayı başardığı üzerine düşünen insan sayısı azdır!Üstelik iki vazgeçilmez sayılan oyuncusunun!.. En iyi oyunlarını Nestor El Maestro ile oynamış Göztepe'nin teknik adam değiştirirken Stephan Tomas gibi garip bir tercih yapmış olması da sorgulanmaz. İki İzmir takımı düşerken ikisi de başkansızdır! Bu da tuhaf bulunmaz! Ama bunca negatife rağmen ligin adı hala ''Süper''dir! Dermansız Göztepe...Haydi dönelim maça... İlk devresinde Beşiktaş 10 kişi kaldığında dahi ne yaptığını biliyor görüntüdeydi. Larin'i arkaya kaçırıp, ceza sahası çevresinde duran top almaya uğraşıyorlardı.