Hamsi, mısır ekmeği ve kasketin zaferi!

İnsanın zamanı olduğu gibi insanların da zamanı vardır. Dün akşam, bugün, yarın, yarından sonraki yarınlar uzun süre Trabzonlu ya da kendini Trabzonsporlu gibi hissedenlerin zamanı olacaktır. Gerçi o 'zaman'nın tadını çıkarmak için Cornelius'un golünü beklemeye gerek yoktu ya günümüz insanı 'yaşamak' için kesinleşmiş anları kovalıyor ne yazık ki! Çünkü her sürecin taçlandırıldığı bir an olmalı diye belletilmiş onlara. Oysa haftalar önce belliydi bu maçın son anı. Futbol bize, 'Yaşa, oyna, yaşamın tadını çıkar' diyorsa da sonuç duyulan güvensizlik finali beklemeye zorluyor insanı. Onca yılın görmüş geçirmişi Abdullah Avcı ile ekibi, bu sezonu 'olumsuz sürpriz'lere kapatarak örgütlediler ama doğrusu ya böylesi bir bitiriş 'sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi' misali geldi kendini bu zamana ait hisseden herkese. Hafta hafta örerek geldi'İkinci devre başında gelen Antalya golü ne şaşkınlığa ne umutsuzluğa neden olmuş olmalı'' diyecekken Siopis'in neden olduğu penaltı! O pozisyonda Siopis'in hakeme itiraz etmek yerine avuç içiyle alnına vurmaları Üzerine Uğurcan'ın kurtarışı. Her şey futbola yakın her şey