Reçetedeki her ilacı bulmak mucize

CANIMI SIKAN ŞEYLER Reçetedeki her ilacı bulmak mucize Sağlıkta "Devrim yaptık" diyor AKP iktidarı ama sağlığın galiba bu devrimden pek haberi yok. Hayli zamandır ilaç sıkıntısı var, bazı ilaçları bulmak mümkün olmuyor. Ancak bu olay son 9 aydır hastaları ve yakınlarını iyice canından bezdiriyor. Reçetede yazan ilaçların tamamımı bir kerede bulmak neredeyse mucize. Peki neden oluyor bu Neden millet eczane eczane gezerek ilaç arıyor ve bazı ilaçları hiç bulamıyor. Konuyu Kemal Abdullahoğlu'na sordum. Yakın zaman önce Sarıgül'ün TDH'sine Genel Başkan Başdanışmanı olan Abdullahoğlu, Türkiye'deki ilaç sektörünün de deneyimli isimlerinden biri. Gönderdiği bilgi notunu sizlere de sunayım; Son birkaç yılda ama özellikle son dokuz ayda ülkede ilaç sıkıntısı her geçen gün daha fazla hissediliyor. İnsanların çaresizce ilaç araması artık olağanlaştı. Bu çağda böyle bir durumu mazur göstermek mümkün değil. Hele 20 yıldır salt Meclis çoğunluğuyla ülkeyi yöneten bir iktidar döneminde bu hiç mümkün değil. Önce şunu hatırlatalım: İlacın iki temin kaynağı var. Yurtta üretilen ilaçlar ve ithal yoluyla yurda getirilen ilaçlar. İlginç olan şu: Her iki grup da direkt olarak döviz kurlarına bağlı olarak fiyatlandırılmak zorunda. İç üretim için yerli deniyor ama birçoğunun hammadde ve ambalaj malzemesi dahil yüzde yetmiş seksen oranında döviz kurlarına dayalı maliyetle gerçekleşiyor. İthal grubu ilaçlar zaten yüzde 100 oranında cari döviz kurlarına göre maliyet ve fiyatlandırılma zorunluluğu var. Şu sıralar tüm ilaç gruplarında yaklaşık yüzde 17 oranında ilaç yokluğu yaşanmakta üstelik en çok kullanılan ilaç gruplarında. Örneğin: 1Antibiyotik şuruplar 2Bazı öksürük şurupları 3Bazı kalp tansiyon ilaçları 4Bazı ithal diyabet ilaçları 5Bazı kanser ilaçları Hatta bazı kulak damlaları bile bu grupta. Şunu da özellikle belirtelim: Türkiye de ilacın en büyük alıcısı yaklaşık yüzde 70 ile devlet, yani Sağlık Bakanlığı. Bakanlık her yıl firmalarla bir anlaşma yapar sabit bir döviz kur belirler ve anlaşma sonuna dek o sabit kurla üretici ve ithalatçılara ödeme yapar. Peki, bu yıl için sabitleme kur neydi Önce 1 Euro 4.57 TL ve son olarak 2022 için 1 Euro 6.2 TL ile kuru sabitlendi. Şimdi düşünelim, siz ithalatçı ya da ilaç üreticisi olsanız ve 1 Euro'nun 19.28 TL olduğu bir süreçte hangi maliyetle fiyatlandırma yapacaksınız akabinde de sabitlenmiş kur olan 1 Euro 6.2 TL'den tahsilat yapıp bir de kâr edeceksiniz Sonuçta ne oluyor Bu çıkmaz sokakta seçeneksiz kalan ilaç tedarikçisi kâr imkanı kalmayan bazı ilaçları ya üretemiyor ya da ithal edemiyor. Ve sonuçta vatandaş mağdur ve hastasına ilaç bulamamanın sıkıntı ve çaresizliğiyle baş başa kalıyor. Aslında çözüm basit mevcut piyasa koşullarına göre maliyet ve fiyatlama yapılsa sorun çözülür. Bu da iktidarın işine gelmiyor çünkü bu uygulama ile fiyatlar artar, seçimlere yakın ilaç fiyatlarının artışını göze alamıyorlar. ÇOK GÜLDÜM Temel çözümü gayet iyi bulmuş işte Üzerinde hiç yorum yapmadan sosyal medyada gördüğüm bir Temel fıkrasını size de sunmak istiyorum. Herkes kendi yorumunu yapsın; Bir televizyoncu kahvede çay içen Temel'e mikrofonu uzatıp Türkiye'nin ekonomik durumunun nasıl olduğunu sormuş. "Pizum teraziye benzeyi" demiş Temel. Gazetecinin şaşırdığını görünce de çayından bir yudum alıp başlamış açıklamaya. Ben Fadume'ye delu gibi aşiktum. Babası; "Kizumu bir tek şartla verirum. Nikah günü kizımun ağırlığınca altun vereceksinuz" diye şart koştu. Ben de inat ettum alacağum. Tarlalaru, finduk pahçelerinu ne varsa sattum, altun aldum. Ben altun aldukça Fadume kilo aldu. Nikah günü çok büyük bir terazinin bir kefesine Fadume zar zor oturdu. Ben öbür küfesine altun koydukça Fadume delu gibu yemek yemeğe devam edeyi. Benaltun koydukça Fadume delu gibu tıkınayi." Gazeteci merakla sormuş; "Eee, sonra ne oldu" Temel "Ne olacak da" demiş, "Sonunda terazi kiruldu, Fadume bir yana yiğuldu, altunlar diğer yana." Gazeteci "İyi de bu durumun Türkiye ile ilgisi ne" diye sormuş merakla. "İlgisu şu" demiş Temel çayından bir yudum alarak, "Türkiye'nin bir kefesine enflasyon çöreklenmuş, bizum Fadume gibi şimanladukça şişmanlayi. Hükümet de benum gibu diğerkefesindeki maaşları arttırarakdengelemeye çalışayi. Yani bu enflasyonu zayıflatmazsak Türkiye'nun ekonomisi de bizum terazi gibu mutlaka çökecektur." Gazeteci; "Peki, sizce çözüm nedir" diye sormuş daha da merakla... Temel çayından bir yudum daha almış; "Ben önce inadu sonra Fadume'yu bırakup Emuneyle evlendum!" demiş ve sakince eklemiş: "Pilmem anlatabildum mi" BAŞIMDAN GEÇENLER SGK ya da özel sigortalıysanız ilaçları farklı eczanelerden alamıyorsunuz Son bir haftayı ailecek griple atlattık. Neyse ki okullarda ara tatil olunca kızımız okuldan geri kalmadı ama onun da tatili pek tatsız geçti. Bu süreçte elbette doktorlara gidildi, reçeteler yazıldı. Ama reçetede yazılı ilaçların tamamını aynı eczaneden alamadık hiç. Çünkü mutlaka biri eksik, "muadilini verelim" diyorlar. Ne bileyim, "muadili" işe yarayacak olsa doktor onu yazardı herhalde. Burada dikkatimi çeken bir noktayı yazmak istiyorum. İster SGK veya devlete bağlı başka bir kurum, ister özel sağlık şirketi olsun reçetede bulunmayan ilacı bir başka eczaneden alamıyorsunuz. "Neden" diye sordum. Eczacılar, "Kuralı böyle, olan ilaçları verebiliyoruz, reçete bizde kalacağı için kalanı ya gidip yeniden ayrı olarak yazdıracaksınız ya