Cenk Çelik'i vuran yakalandı mı

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER Cenk Çelik'i vuran yakalandı mı Geçen haftanın en önemli olaylarından biri Ümraniye'de Cenk Çelik isimli kişinin başından vurulmasıydı. Cenk Çelik suç dünyasının isimlerinden biri olarak tanınıyormuş. Gerçi ben adını ilk kez duydum ama meğer bu kişi "Akıncılar" lakabını kullanarak çok sert milliyetçi açıklamalar yaparmış. Ama en önemli özelliği Sedat Peker'e yönelik videolar çekmesiymiş. Cenk Çelik bu videolarda Sedat Peker'e hem sinkaflı küfürler ediyormuş hem de öldürmekle tehdit ediyormuş. Bu kişi 2020'de düzenlenen "Hijyen Operasyonu" kapsamında İstanbul başta olmak üzere 7 ayrı ilde gerçekleştirilen çalışmalarda Sedat Peker'i sosyal medya hesaplarından tehdit eden ve ona meydan okuyan 'Hanımağa' lakaplı Güniz Akkuş ve Zafer Çelik'in de bulunduğu 10 şüpheliyle birlikte gözaltına alınmış. Olayın üzerinden neredeyse bir hafta geçti. Önce "Öldü" denilen Cenk Çelik'in ağır yaralı olduğu ve hastanede henüz tedavi edildiğini öğrendim. Ama sağlık durumu ile ilgili bir bilgi yok. Ama bana göre daha önemlisi şu; Cenk Çelik'i kim vurdu Bu konuda hiç bir bilgi yok. İki gündür saldırganın yakalanıp yakalanmadığına dair bir bilgi arıyorum, o da yok. Yani anlaşılan Cenk Çelik'i vuran kişi henüz yakalanmamış. Peki, bu nasıl olur Gün ortasında, üstelik de pek çok kişinin gelip geçtiği bir sokakta silahlı saldırı oluyor ve bunu yapan hala bulunamıyor. Öyle mi Bu bana hiç inandırıcı gelmiyor. Artık neredeyse içimiz dışımız kamera ile doldu, o saldırgan yüzlerce kişi önünde silahlı saldırıda bulunuyor, ortada ne bir görgü tanığı ne kamera görüntüsü var. En basit trafik kazalarında bile kamera görüntüleri yayınlanırken bu olayla ilgili hiçbir kamera görüntüsü sızmadı medyaya. İlk başlarda sanki "olağan şüpheli" gibi hemen Sedat Peker hedef gösterildi. Ancak şu sıralar zaten kendi derdiyle uğraşan Sedat Peker'in bu kadar aptalca bir cinayete kalkışacağına kimse inanmadı. Bana sanki bir oyun bozuldu gibi geliyor. Belki bu olay üzerinden çeteler arası bir savaş çıkarıp, ardından Peker'i böyle karalayacaklar ve yaptığı önemli açıklamaları değersiz hale getireceklerdi. Ama bir şey tutmadı, bir şey yolunda gitmedi. Peker'in evine yapılan saldırıyı bir iç çekişme gibi göstermek istemişlerdi. O tutmadı; şimdi bu olay, sanki bu da tutmadı. Yoksa güpegündüz yapılan bir silahlı saldırının faili hala yakalanmaz mı, en azından kim olduğu bilinmez mi Bir şeyler oluyor ya haydi hayırlısı bakalım. BAŞIMDAN GEÇENLER 30 yıllık bankamla sonunda ilişkimi kestim Yazılarımı sürekli okuyanlar hatırlayacaktır, Garanti Bankası'nın kredi kartlarına uyguladığı garip yöntem nedeniyle neredeyse dağ başındaki bir benzincide rehin kalıyordum. Sorun şuydu: Tatile çıkınca ister istemez üst üste masraflar oluyor. Araç kirası, otel parası, sıklıkla alınan benzin, bunlar için nakit para taşınmaz, bu nedenle kredi kartından harcadıkça hesabımdaki paradan buraya aktarıyor ve ödemeleri yapıyordum. Ancak banka "Fazla mil kazanmak için böyle bir numara yapılıyor" mantığı ile para aktarımını durdurdu. Kartta para kalmadığı halde para yatıramadım. Tatil dönüşü bunu yazdım. Cevap bile vermediler. Birkaç gün sona bir başka bankanın yaptığı bir hata ile birlikte konuyu tekrar yazdım. Diğer banka (Akbank) hemen aradı, hatanın bilgisayar sisteminden kaynaklandığını anlattı, uyarım için de teşekkür etti. Garanti Bankası ise yine cevap bile vermedi. Sanıyorum İspanyol patronlar, Türkiye'yi küçük gördükleri için şikayet ve uyarılara aldırmıyorlar bile. Ben de Garanti Bankası ile ilişiği kestim. Bütün hesaplarımı, bu hesaplara bağlı otomatik ödemelerimi İş Bankası'na aktardım, kredi kartımı da bu bankadan aldım. Garanti Bankası'na ait kredi kartı ise duruyor, şimdi borcumu asgari ödeme miktarlarını yatırarak azar azar kapatacağım. Garanti Bankası'nda sadece vergi hesabımın göründüğü ve maliyenin onayı ile açılan hesabım duruyor artık, bu hesabı kapatamıyorum çünkü kapatırsam bürokrasisi uzun sürecek. Sonuçta artık demektir ki; İsponyolların terbiyesizliğine ve onlara uyan Türk müdürlerinin aymazlığına artık öfkelenmeyeceğim. Bu bile iyi hissettiriyor inanı. SORDUM ÖĞRENDİM Kıbrıs'ta Türkmenistan vatandaşına yapılan eziyet Türkmenistan vatandaşlarının Kıbrıs'a girmesinin yasak olduğunu bir aile yakınımızın başına gelen olayla öğrendiğimi iki gün önce yazmıştım. Tatil amacıyla pazar gecesi Kıbrıs'a giden bir Türkmenistan vatandaşı kadın kapıdan çevrilmişti. O yazımda Türkmen kadının ertesi sabah ilk uçakla Türkiye'ye gönderildiğini belirtmiştim. İşte o kadınla konuştum. Yaşadığı kabusu anlattı. Gece havaalanındaki polis merkezine almışlar. Penceresi bile olmayan loş bir odada 7-8 kişi ile birlikte oturtmuşlar. Hücredeki diğer kişiler de yabancı uyrukluymuş ve Kıbrıs'a kaçak girmeye çalışmışlar. Hepsi aşırı sigara içiyormuş. Havaalanı polisi, Türkmen kadına ne yemek ne su bile vermemiş. Sabah ilk kalkan uçağa bindirip göndermişler. İki gündür Kıbrıs'ı arayıp tanıdığım gazetecilere ve yetkililere soruyorum hiçbiri bu yasağın neden konduğunu bilmiyor, söyleyemiyor. Öğrendiğim tek şey bu yasanın çıkmasını bizzat Erdoğan iktidarının istediği. Şaşırtıcı değil mi KAFAMI BOZAN ŞEYLER Bu ne korkudur böyle Ekrem İmamoğlu'nun davası vardı dün. Aslına bakarsanız iddianamesi hiç de güçlü