Bu çocukların hesabını kim verecek

ÜZÜLDÜM Bu çocukların hesabını kim verecek Cumartesi gecesi sabaha karşı Niğde Ulukışla yakınlarındaki bir trafik kazası, Türkiye'yi yasa boğdu. Adana'da Erdoğan'ın düzenlediği gençlik mitingine götürülen öğrencileri taşıyan otobüs sürücünün uyuması üzerine yoldan çıkarak devrildi. Kazada ne yazık ki 3 öğrenci hayatını kaybederken, 5'i ağır 41 kişi yaralandı. Yazının hemen başında şunu altını çizerek sorayım: "Bu ölen ve belki hayatları boyu sakat kalacak ağır yaralı çocukların hesabını kim verecek" Kimse "Allah'ın takdiri, gençler Cumhurbaşkanı'nı izlemek için gitmişler, kazadır, olur bu" demesin. Çünkü o Adana mitingine Anadolu'nun her yanından üstelik devlet gücü kullanılarak otobüslerle öğrenci taşındı. Adana'daki stadyumun dolmaması tehlikesine karşı, saray gereken önlemleri aldı ve her taraftan öğrenci taşınması talimatı verdi. Adana'ya gelen öğrenciler arasında tabii ki çok sayıda AKP'li genç de vardır. Ancak birçoğunun emirle, talimatla geldikleri yönünde çok ciddi bilgiler var. Bazı illerden resmi araçlarla öğrenci taşınması da bunun bir kanıtı. Ayrıca AKP'li olsun olmasın birçok öğrenci "keyifli ve yemekli bedava bir gezi" olacağını düşünerek Adana'ya gitmiş olabilir. Dün sosyal medyada bir vatandaşın çektiği videoyu izledim. Adanalı bir yurttaş miting için dışarıdan gelen otobüslerin uzun sıralar oluşturduğu caddeden geçerken plakalara bakarak bunların nerelerden geldiği anlamaya çalışıyordu. Kazaya uğrayan öğrenciler Niğde'den getirilmişlerdi. Niğde, Adana'ya 182 km uzakta ve yolculuk en az iki saat 20 dakika sürüyor. Siirt'ten, tam 701 kilometre uzaktan 8 saatlik yolculukla gelen öğrenciler vardı. 364 km uzaktaki Urfa'dan da öğrenci getirilmişti. Tunceli, Adana'ya 561 km uzakta ve yolculuk 6 saat sürüyor, oradan da otobüsler vardı. Bitlis ise 726 km uzaklıkta Adana'ya, kaç otobüs gelmiş bilmiyorum. Yine 263 km uzaktaki Aksaray'dan da öğrenciler 3 saatlik yolculukla getirilmiş Adana'ya. Elazığ 468 km, Akşehir 467 km uzaklıkta Adana'ya buradan da otobüsler vardı. AKP iktidarı gerçekten panik içinde. Muhalefetin atakları ve özellikle CHP'nin kitle gösterilerine yönelmesi üzerine "karşı gövde gösterileri" yapmak için çırpınıyorlar. Ancak yeterli kalabalığı bulamayacaklarını düşünüyorlar. Ayrıca durumu olağandan da büyük göstermek için kullanıyorlar bu yöntemi. Elbette para bol, devletin olanakları da var, emirle on binlerce kişi toplanabiliyor. Kimileri "Nereden biliyorsun, o çocuklar belki de kendi aralarında para toplayıp gelmişlerdir" diyebilirler. Teknik olarak elbette mümkün. Peki, buna AKP'liler dahil inanan çıkar mı Yani günlük harçlıklarını bile temin edemeyen öğrenciler saatler süren yolculuk için otobüs kiralayıp yemek paralarını cepten ödeyerek Adana'ya gelecek öyle mi Adana mitingi sonrası bu korkunç kaza olmasa AKP'nin adam toplama oyunu yine gözle görünmeyecekti. Ama bir kaza, gençlerin canlarının nasıl hiçe sayıldığını, hayatının baharındaki öğrencilerin nasıl siyasi malzeme olarak kullanıldığını bir kere daha gün ışığına çıkardı. Ama ne yazık ki 3 canımız gitti. Sarayın ve bakanlarının ardı ardına üzüntü mesajları yayınlaması bu acıyı dindirir mi KAFAMI BOZAN ŞEYLER Bu nasıl bir küstahlıktır böyle FOX Ana Haber sunucusu Selçuk Tepeli, televizyon ekranlarında pek alışık olmadığımız bir hareket yaptı geçen hafta. Tepeli çiftçilerin yaşadığı zorlukları anlatan bir haberin ardından sinirlendi. Haberin ardından konuşan Tepeli, "Efendim şimdi bu ülkenin çiftçilik yapan insanlarının yarısı işi bıraktı. Geç abi, öbür habere geç gözünü seveyim ya" dedi sonra da elindeki kâğıdı fırlattı ve ardından da önündeki bardağa vurdu. Bu hareket iki gündür sosyal medyada çok tartışılıyor. Saray yazarlarından bazıları da bu hareketi eleştiren yazılar yazdılar. Bazıları ise "Bu bir reyting şovu, Tepeli düşen reytingini yükseltmek için yaptı bunu" iddiasında bulundu. Ama en garip ve sinir bozucu tepki ve talep AKP'nin sivri olmayı marifet sanan bir isminden geldi. AKP'li Mücahit Birinci RTÜK'e çağrı yaptı. İnanılır gibi değil ama bu şahıs "Fox TV kanalına, kapatma dahil en kararlı biçimde ceza uygulanmasını" istedi. Şu küstahlığa, şu iktidar şımarıklığına bakar mısınız RTÜK'e talimat verir gibi konuşup bunu bir de "Bir vatandaş olarak talep ediyoruz" diyor. Her olayda kendi keyiflerine göre vurup kırmaya ne kadar da alıştılar. Pes vallahi. DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER Çok zor sorular Liberal Demokrat Parti eski Genel Başkanı Cem Toker, Twitter'ı çok iyi kullanan siyasilerden biri. Her gün birbirinden ilginç, vurucu ve iktidarı sarsıcı tweetler atıyor. Erdoğan'ın "Kusura bakmayın İsveç ve Finlandiya terörü destekliyor, NATO'ya girmesine izin veremeyiz" çıkışı üzerine attığı iki tweet çok dikkat çekici. Toker ilk tweetinde şunları sormuş; Moskova'da PYD Ofisi olduğunu iddia etmişti Erdoğan. Kapatıldı mı Berlin'de PYD Ofisi olduğunu iddia etmişti Mustafa Yeneroğlu. Kapatıldı mı Londra'da PYD Ofisi olduğunu iddia etmişti. Kapatıldı mı Diplomatik sert girişimlerde bulunuldu, netice alındı mı Daha sonra attığı tweette ise şunları sormuş; Madem İsveç terörü bu kadar net, somut delillerle destekliyordu; Bugüne kadar... - Neden konuyu Birleşmiş Milletler'e, AB kurumlarına götürmediniz - Neden İsveç'e nota verip, büyükelçilerini göndermediniz - Neden büyükelçimizi geri çağırmadınız - Neden konuyu gündemde tutmadınız Bunlara cevap gelir mi Çocuk musunuz yahu Bİ SORALIM BAKALIM Uyuyan medeniyet ne zamandan