Başımıza bir de Havrita çıkardılar

CANIMI SIKAN ŞEYLER Başımıza bir de Havrita çıkardılar Toplum her konuda birbirine düşman ediliyor. Sağcı-solcu. Alevi-Sünni Kürt-Türk Gençler bölündü. Yaşlılar bölündü. Meslek grupları bölündü. Sanatçılar bölündü. Sporcular bölündü. İş dünyası bölündü. İşçi kesimi bölünü. AKP iktidarı 20 yılda "Bizden olanlar olmayanlar" diye Türkiye'yi böldü. Şimdi de sokak hayvanları üzerinden toplumu bölüyorlar. Sokak köpeklerinin tehlike yarattığını ileri süren bir grup "Başıboş Köpek Haritası" adlı bir internet sitesi kurdu. Havrita adlı bu platform üzerine tıklamalarla ayrıntılara girilebilen bir Türkiye haritası yayınlıyor ve başıboş köpeklerin nerede yaşadıklarını ve sayılarını veriyor. Ancak çok daha vahim olanı başıboş köpeklere karşı halkın silahlanması isteniyor. Sokak köpeklerini koruyan hayvanseverlere ağır hakaretlerin yöneltildiği siteye üye olanlar öldürdükleri hayvanları da burada anlatıyorlar. Gerçek olup olmadığı dahi bilinmeyen Mudafaa-i Hürriyet Topluluğu, "İtperestlerden ve sokak itlerinden korunmak için bireysel silahlanma istiyoruz. Nefsi müdafaa hakkımızı vermeyenler asıl suçlu olanlardır. Bireysel silahlanma yaşatır. Silahlan ve savun" sloganları ile propaganda yapıyor. Grubun bir üyesinin şöyle bir tweeti var örneğin; "Herkes evinin önünde bir köpekperest dövse köpek sorunu hallolur." Bir başkası "Ben kaldırımdaki mamaların üzerine tuz, limon tuzu, acı kırmızıbiber serpiyorum. Evimin civarındaysa ayrıca çamaşır suyu döküyorum. Hadi gel benim evin o civara da dök" diyerek hayvanlara yemek dağıtanları tehdit ediyor. Aynı kişi bir başka paylaşımında "Haşlanmış patates topların içine BİM kıyması, bulyon koyun. Fare zehri ile takviye yapıp sitenin muhtelif yerlerine yerleştirin. Kadını da kafasına nevresim geçirip iz bırakmadan tertemiz dövün. Elindeki mamalardan kendisine yedirin" diyor. Bir diğer üyenin paylaşımı ise şöyle; "Elime bir pompalı tüfek alıp sokaktaki saldırgan başıboş köpekleri tek tek vuracağım. Karşıma çıkın engel olmaya çalışan itperest olursa o da memnuniyetle merminin tadına bakar, yeter artık!" Bu çok tehlikeli bir gidiştir. Sokak köpeklerinin bazı yerlerde insanlara saldırdığı, çocukları korkuttuğu, pek çok kişiyi tedirgin ettiği bir gerçek. Ancak bunun çözümü hayvanları acımasızca, üstelik ateşli silah kullanarak öldürmek, onlara yemek verenleri dövmek değildir olamaz da. Nitekim Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı, sokak hayvanlarının yasalarda belirtildiği biçimde toplanmasının ve kısırlaştırıldıktan sona doğal yaşam alanlarına bırakılmasını istiyor. Ancak birçok belediye masraflı olduğu gerekçesiyle bu işlemi yapmaktan kaçınıyor. BUNU YAZMAK GEREK 14 emekli general, hâlâ FETÖ'nün iddianamesi yüzünden hapiste çürütülüyor Şimdi iktidar tarafından FETÖ yani Fethullahçı Terör Örgütü olarak adlandırılan cemaatin, Türk Ordusu'nu çökertme operasyonunun son halkası 28 Şubat Davası sanığı 14 emekli general hâlâ hapiste. Bugün Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde Yargıtay'ca kararı bozulan 16 kişinin yargılanmasına kaldığı yerden devam edilecektir. Bu davadan beraat eden Alican Türk, emekli generallere yönelik yürütülen bu haksız davaya dikkat çekebilmek için hayli zamandır büyük çaba harcıyor. Alican Türk en son 25 Mayıs günü Anayasa Mahkemesi Başkanı'na mektup göndererek davadaki hukuksuzlukları anlatmıştı. Şimdi de tüm siyasi parti liderlerine bir mektup gönderen Alican Türk bakın neler yazmış; Sayın Genel Başkan; Bildiğiniz üzere, 28 Şubat'ta "darbe yaptıkları" (!) gerekçesiyle suçlu bulunan ve cezaları Yargıtay tarafından onanan 14 emekli general 19 Ağustos 2021 tarihinden beri cezaevlerindeler. Yaşları 74 ile 90 arasında değişen ve bu mektup yazıldığı gün itibariyle tam 300 gündür, yani tam 10 aydır F tipi cezaevlerinde olan bu komutanlar, her biri ayrı sağlık sorunları ile demir parmaklıklar ardında yaşam mücadelesi vermektedirler. Halen cezaevinde olan FETÖ'cü bir savcının sahte belgelerle (ki sahtelikleri kanıtlanmıştır) hazırladığı sözde bir "İddianame" esas alınarak sürdürülen, dava sürecinde sergilenen hukuksuzluklar ve usulsüzlükler itibariyle de apaçık bir "siyasi intikam davası" olduğu çok net görülen 28 Şubat Davası'nda yargı süreci henüz tamamlanmamıştır. Dosya halen Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndadır. Ne acıdır ki siyaset cenahı bu güne kadar 28 Şubat Davası'na hiç ilgi göstermediği gibi, davadaki kumpasları da tamamen görmezden geldi. Anlaşılan, yıllardır tek yanlı propagandalarla kamuoyunda 28 Şubat aleyhine oluşturulan olumsuz yargılara bakarak "bu davayla ilgilenmenin siyasî açıdan bir kazanç sağlamayacağı, aksine oy kaybettireceği" kaygısıyla 28 Şubat Davası'ndan uzak duruldu, duruluyor. Oysa ADALET HER TÜRLÜ SİYASİ ÇIKARIN ve OY KAYGISININ ÜZERİNDE BİR DEĞERDİR. Siyaset kurumunun ve siyasetçilerin oy hesaplarıyla hukuksuzlukları, adaletsizlikleri görmezden gelmesi acı ve kabul edilemez bir durumdur; bu durum "HUKUKUN SİYASETE ALET EDİLMESİNİN" YA DA "HUKUKUN SİYASETE KURBAN EDİLMESİNİN" BİR BAŞKA VERSİYONUDUR. Sayın Genel Başkan; Şahsen bu davada "beraat eden" (!) sanıklardan biri olarak, 28 Şubat Davası'nın nasıl bir dava olduğunu her fırsatta - Sn. Cumhurbaşkanı dahil - devletin en üst kademelerine kadar duyurmaya çalıştım, çalışıyorum. Bu çerçevede, en son 25 Mayıs 2022 tarihinde devletimizin en üst yargı kurumu olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Prof. Dr. Zühtü ARSLAN'a