Hep Daha Kötüye

Her gelen gün her konuda aşındırmayı hızlandırıyor. Belki de belli zorunluluklar ehvenliği normalleştiriyor. Hep bir 'tık' alta doğru gidiliyor. Her yeni şart bir öncekinden daha kötü. Normalde dünyanın gittikçe ilerlediğine dair genel bir kanı vardır. Hani ilericilerin bakış açısının bir parçasıdır bu. Her gün bir adım daha ilerlemek lazım. İlerleme konusu öteden beri bana komik görünür. İlerleye ilerleye nereye varacağız mesela. Dünyanın sonuna mı İnsanlar aydınlandı ilerledi hep birlikte ilerleye ilerleye dünyadan aşağı düştü! Ne olacak sonuç! Hep ilerleyelim. Tamam ilerleyelim de, ilerleye ilerleye varılacak sonuca bir çaresini bulup birdenbire varsak daha iyi olmaz mı! Hani beklemesek! Ne olacaksa bir an önce olsa! Hep birlikte görsek! Efendim bilim ve teknikte ilerlemeliyiz! İlerleyelim, bilim ve teknikte ilerlemenin şimdilik son raddesi nükleer silahlardır (atom bombası mesela) bu silahlar insanları yaşatmak için değil yok etmek için vardır. İnsanlığa tehdit olarak kullanıma hazır bekletiliyor. Efendim hayatı yaşama biçem ve biçiminde ilerlemeliyiz örneğin Batılılaşmalıyız! Batı'nın nihai hedefinin sonucu kültürsüzlük yani köksüzlük olmuştur. Avrupa, Batı idealleriyle köksüz toplumlar oluşturmuştur. İlk önce aileyi ortadan kaldırarak insana ait evi yıkmış. Köksüz insanın kendine ait bir değer yargısı olmadığı için kapitalizme teşne yapısı gereği kapitalizm serbestçe toplumları içine almıştır. Avrupa, kapitalist toplumlardan meydan geliyor. Kapitalizme göre satılmayacak ve fiyatı olmayan herhangi bir varlık, nesne, duygu, düşünce ve organizasyon yok yani kısaca her şey paradır. Paradan bir adım ötesi herhangi bir varlık ve konunun değersizleştirilmesi her geçen gün bir adım daha ehvenleştirilmesidir. Her şey naylondan bir proje. Dayanak bile dayanaksız. pushfn('ads'); Geçmişi yüceltmek değil amacımız. Ehvenliğin kilometrelerine bakmak. Eskiden kitap fuarları bu kadar çok değildi ama kitap günümüzdekinden daha değerliydi. Kitap, kitabevlerinde satılırdı. Daha sonra satmaya bir çözüm olarak kitap fuarları düzenlenmeye başlandı. Çözüm kitabevinde aranmadı kitabevi dışında arandı; kitap dışarıdaki ehvenliğin hizasına getirildi. Kitap eskiye göre çok satılıyor, çok okunuyor, ama hayata eskisi kadar bir etkisi yok. Kitap kendi değer dünyasından kapitalizmin değersizlik dünyasına ikame olduğu için kitap alıcısıyla örneğin herhangi bir market ürünü alıcısı arasında fark yok. İkisi de nesne olarak görüyor. Al, tüket, at. Naylon bir dünya. Aynı durum yayıncılıkta da geçerli. Tek başına bir yayınevi kalmadı neredeyse. Artık yayınevleri holdinglerin, gazetelerin, sermaye sahiplerinin yan ürünü. Yan kuruluşu bile