Normalleşme ve muhalefetin tepkisi

Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Ankara ziyaretine muhalefet tepki verdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "üç beş dolar için Suudi prensin önünde diz çöküldüğünü" iddia etti. Bazı muhalif yazarlar, Suudi ajansının paylaştığı fotoğraf üzerinden "psikolojik üstünlük" ve "ülke itibarı" yorumları yaptılar. Ankara ve Riyad arasındaki normalleşmeyi "ümüğümüz sıkıldı" ya da "keşke gelmeseydi" diyerek "ilke" bazında eleştirenler oldu. Vardıkları sonuç AK Parti iktidarı öncesi "geleneksel diplomasiye dönme ve Arapların işlerine karışmama" gereği. Bu yaklaşımlar muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomasi anlayışını ve son dönem normalleşme politikasının mantığını yeterli ölçüde değerlendiremediklerini düşündürüyor. Açık ki, CHP, Türkiye'nin BAE, İsrail ve Suudi Arabistan ile normalleşmesinin "Ülkeyi yalnızlaştırdınız" söylemini ellerinden aldığını görüyor. Bunun için "itibar" eleştirisi yaparak bölgesel normalleşmenin etkisini küçültmeye çabalıyorlar. Halbuki bu politikanın hangi jeopolitik denklemde gerçekleştiğini görmek bu eleştirileri gereksiz kılıyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası Ortadoğu'da yeni bir jeopolitik dönem başlıyor. Zaten Arap isyanları ve karşı devrim döneminin sona ermesi on yıllık rekabetin ardından bölgesel güçleri yeni muhasebelere itmişti. Ve Trump dönemi bölgesel dizayn çabasının başarısızlığa uğraması, bölge ülkelerini kazanımlarını tahkim için yeni ilişkiler geliştirmeye mecbur etmişti. Türkiye'nin BAE, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır ile yürüttüğü normalleşme tek taraflı bir süreç değil. Muhatap ülkelerin Türkiye ile ilişkileri toparlama isteğinin de bir tezahürü. Ve son iki yılda bölgedeki dört normalleşme arayışlarının bir tanesi. İsrail Arap ülkelerle, Körfez kendi içinde ve İran ile Körfez arasında normalleşme arayışı mevcut. Körfez'in güvenlik sorunu büyürken Türkiye hem sert güç kullanması hem de aktif diplomasisi ile bölgede etkili konumda. Zannedilenin aksine Ortadoğu'ya hiç karışmayan eski Türkiye'den daha itibarlı yerde. "Ne işimiz var" denilen Suriye, Irak, Katar, Libya, Doğu Akdeniz ve Karabağ hamlelerinden sonra Ankara'nın yaptıklarına ve söylediklerine daha çok kulak veriliyor. Bölge ülkelerinin küresel güçler olan ABD, Rusya ve Çin ile ilişkilerindeki değişim ve hareketlilik var. Mayıs sonu Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantılarda Arap ülkelerinin tarafsızlığını koruması ve petrol fiyatlarını artırmaması için çabaladı. ABD Başkanı Biden temmuz ayında Cidde'de