Şampiyon Manchester City

Premier Lig'in tüm sezon son haftaya kadar yaşattığı heyecana yaraşır epik bir final haftası oldu. Şampiyonluk adayı iki takımın da maçlarını kazanmakta zorlandığı, hedefsiz rakipleri karşısında uzun süre öne geçemedikleri ve bu yüzden şampiyonluğun son anlara kadar hangi takıma gideceğinin belli olmadığı heyecanlı bir son haftaydı. Manchester City içinse 2011-2012 sezonunda Agüero'nun attığı son saniye attığı golle gelen şampiyonluk inanılmazdı ancak bu maçın da en az onun kadar inanılmaz bir şampiyonluk maçı olduğunu ve unutulmazların arasına çoktan girdiğini söylemek çok da yanlış olmaz.Geçen haftanın kopyası bir ilk yarıAston Villa'nın ne kadar iyi bir savunma takımı olduğunu bilen Manchester City maça önde baskıyla başladı. Bu baskıyla topu kazanıp sürekli kontrolünde tutarak rakibine fırsat vermeyen City, ilk 15-20 dakika ne kadar sert baskı yaptıysa da ilerideki üçlüyü tehlikeli pozisyonlara sokabilecek pasları atabileceği bölgeye asla giremedi. Aston Villa 4-3-2-1 dizilişiyle sahaya oldukça dar bir şekilde dizilerek Manchester City'e karşı merkezi tamamen kapattı. Savunma ve orta saha arasındaki bloğu da oldukça dar tutan Aston Villa, City'nin en etkili olduğu alanı kontrol etmiş oldu. Geçen hafta West Ham'ın yaptığı savunmanın bir benzerini yapan Aston Villa, bu maçta da sezon boyu City'nin belki de en iyi savunulma şekli olan kanat ortalarına zorladı. Topu hiç alamadığı için bir türlü baskıyı kıramayan Aston Villa karşı kaleye neredeyse hiç gidemese de ilk yarıda kalesine isabetli tek bir şut attırdı. Yine geçen haftaki West Ham gibi karşı kaleye ilk etkili atağında golü bulan Aston Villa, golü bulduğu 37. dakika sonrası City kalesine iki hücum daha yapmayı başardı. Bu da City'nin mental olarak düşmeye başladığını gösteren en önemli göstergelerdendi.Beş dakikada şampiyonlukİkinci yarıya geride başlayan City, öne geçmek için ikinci yarının ilk 15-20 dakikası çok büyük baskı yaptı. İnanılmaz fırsatlar bulan ancak bir türlü topu ağlara gönderemeyen City'de kriz iyice büyüdü. Sezon boyunca her zaman yaptıkları şeyleri yapamayan oyuncuların ayağının titrediği çok belliydi. Maç boyu ağlamaklı ve stresli olan taraftarların yanı sıra en sağduyulu teknik adamlardan Pep Guardiola'nın bile ne kadar gergin olduğu hem yüz ifadesinden hem yaptığı hamlelerden belli oluyordu. Sezon boyunca yenik olduğu anlarda bile kolay kolay ilk yarıda değişiklik yapmayan hatta maçları bir ya da iki değişiklikle kapatan Guardiola, ikinci yarıya başında Zinchenko'yu oyuna alırken 68'de İlkay'la değişiklik hakkını bitirdi. Sadece bu bile Guardiola'nın ne kadar gergin olduğunu gösterirken, staddaki tüm City'liler o dakikada aynı gerginlikteydi. Ancak İlkay'ın girişinin sezonun kaderini değiştireceğini Guardiola'nın kendisi bile bilmiyordu. İlkay'ın girişi sonrası üç pasla kalesinde şok bir ikinci gol gören City tamamen dağılmış görünüyordu. Maç boyu kanat ortalarına zorlanan City'de