Toplumsal Fakirleşme Derinleşiyor

İktisadi gelişmeleri yorumlarken rakamlardan ve verilerden bağımsız bir değerlendirme yapmak mümkün olmuyor. İktisadi kurallar, "ben istedim oldu" veya "bana göre böyle" tarzında sübjektif yorumlara değil de sebep-sonuç ilişkisine göre şekillendiğinden ötürü, uygulanan ekonomi politikalarının yansımalarını da şahsi değerlendirmelere göre değil de yine veriler üzerinden okumak gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda TÜİK'in açıkladığı 2021 yılı "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları", uygulanan ekonomi politikalarının sokaktaki vatandaşa yansımasına dair çok vahim şeyler söylüyor. Peşinen söylemek gerek, sonuçlar "toplumsal fakirleşme"yi işaret ediyor ve bunun da genele yayıldığını gösteriyor. Araştırmanın sonuçlarından birisi Türkiye'de ortalama yıllık eş değer hanehalkı kullanılabilir fert gelirinin, 2021'de yıllık 37 bin 400 lira, yani aylık 3117 lira olarak gerçekleşmesi Geçen sene asgari ücret tutarının 2825 lira olduğu düşünüldüğünde, ortalama gelirin "asgari ücretten hallice" bir noktada olduğu görülmekte. Normal şartlarda bir "gösterge ücret" olması gereken asgari ücretin giderek "geçim ücretine" dönüşmesi de yanlış ekonomi politikalarının toplumun geneline yayılan bir fakirleşme ürettiğine delalet. Mevcut haliyle "sefalet ücreti" denebilecek kadar az bir ücretin, iş gücü piyasasının yarısı veya yarısından fazlası kadarını bilfiil ilgilendirdiği bir atmosferde işlerin iyiye gittiği söylenemez. Rakamlara bakarak ekonominin büyüdüğü söylenebilirse de (Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için yıllık 4-5 civarı büyüme zaten beklenir), aslolan bu kağıt üstündeki büyümenin refah ve zenginlik üretmediği, toplumun geneline yayılmadığı, tam tersine zengini daha zengin yoksulu ise daha da yoksul kılan bir çarpıklıkta olduğudur. Fakirden zengine doğru bir servet transferi söz konusudur ve bu durum sene başında açıklanan Kur Korumalı Mevduat (KKM) Sistemi'nde tüm çarpıcılığıyla ortadadır. Dövize olan talebi kesebilmek ve döviz kurunu baskılayabilmek için 1,5 senelik süreçte 128 milyar dolarlık rezervi yakmakla yetinmeyen siyasi iktidar, KKM ile de bankada parası olana faiz garantisini, parası olmayanların sırtından yapmakta! Yani parası olmayan, parası olanın "eksik" kalan kazancını tamamlamakta Servet transferi daha nasıl olabilir ki zaten pushfn('ads'); Bir diğer veri de ekonomik durumun insanlar üzerindeki uzun vadeli olumsuz etkilerini gösteriyor. Türkiye'de 2008'de 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğü 2021'de 3,23 kişiye düşmüş durumda. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranı yüzde 64,4'e gerilerken, tek kişilik hanehalklarının oranı da yüzde 18,9'a yükseldi. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle aileler daha az sayıda tabir-i caizse ekonomik manada "bakabilecekleri kadar" çocuk sahibi olmayı tercih ediyor. İçinde bulunduğumuz koşulları düşündüğümüzde evlenmek isteyip de ekonomik imkansızlıklar nedeniyle evlenemeyen insanların