Enflasyonu Önemsemek

Türkiye, 2000'li yılların ilk 10 senesinde dünyadaki konjonktürün de etkisiyle enflasyonsuz bir dönem yaşadı. Hatta bu seyir 2010'lu yılların başlarında da sürdü. Ancak 2013'ten sonra rüzgar hem içeride hem de dışarıda terse döndü. O tarihe kadar "halının altına süpürülen", "geleceğe ötelenen", seçim kazanmak maksatlı daha da büyütülen sorunlar artık gözden kaçırılamaz hale gelmeye başladı. O seneden 2018'e kadar da araba yokuş aşağı hızlanmaya ve duvara toslamaya doğru yol almaya başladı. 2018 senesinden itibaren de ekonomide tam manasıyla "film koptu". Akıldan, mantıktan ve iktisadilikten uzak politikaların adeta bir "deneme-yanılma" yöntemiyle uygulanması ve absürd teorilerin milyonları fakirleştirme uğruna inatla uygulanması, ekonomideki tüm defoların ortaya çıkmasına neden oldu. En başta da uykuda olan enflasyon uyanmaya başladı. Geçen senenin Eylül ayından itibaren de tamamen kontrolden çıktı. Yapılan akla ziyan hamleler de ateşe benzin dökmek misali "ceplerdeki yangını" daha da harladı. pushfn('ads'); Geçen sene bu zamanlar yüzde 20 civarındaki enflasyonun resmi rakamla bile yüzde 85'i aşması, hatta İTO verilerine göre İstanbul'da yüzde 108'i de geçmesi, ders kitaplarında okutulacak kadar vahim bir başarısızlık öyküsüdür. Milyonlarca insan, bu akla ziyan ve gayri iktisadi politikalar neticesinde hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı dışında hiçbir şey düşünemeyecek duruma düşürülmüştür. Bu durum, miting meydanlarında saçma sapan polemikler üreterek geçiştirilecek ve unutturulacak kadar basit bir şey değildir, tam tersine büyük bir vebaldir. Bir kere enflasyonu azdırdıktan sonra, yapılması gereken hamlelerin ilki enflasyonu düşürecek adımlara kafa yormaktır. Türkiye bugün enflasyonist bir sürece sokulmuş durumda ve ne yazık ki politika yapıcılarda da enflasyonu düşürmeye yönelik herhangi bir hazırlık veya program da bulunmuyor. Tek umut olarak baz etkisine bel bağlanmış vaziyette. İstatistiki bir durum olan baz etkisi sayesinde enflasyonun biraz da olsa düşecek olmasından medet uman bir ekonomi yönetimi söz konusu. pushfn('ads'); Enflasyonist ortam bir kere hakim olduğu zaman, yapılacak olan ücret artışları da enflasyona yenik düşmeye mahkum oluyor maalesef. Sene başında asgari ücrete verilen ve "tarihin en büyük zammı" olarak lanse edilen artışın, birkaç ayda eriyip gitmesi ve Temmuz'da bir fark daha verilmek zorunda kalınması, tam da bu durumun bir örneği. "Money illusion" yani "para yanılsaması" bunun adı. Ücretliler, maaşlarına büyük bir zam aldıklarını düşünüp sevinirlerken, sevinçleri çarşıya, pazara, markete gidince, ev sahibi kirayı artırınca, faturalar eline ulaşınca kursaklarında kaldı daha önce, bu gidişle de aynısı yaşanacak yine. Burada