8'li masada Zillet İttifakı'nın FETÖ destekli HDP ve Kandil ile yaptığı gizli pazarlık deşifre oldu

8'li masada, Zillet İttifakı'nın 7 ve 8'inci ayakları HDP ve FETÖ terör örgütü işbirliği ile Kandil'e verilen sözler ve pazarlıklar deşifre oldu. Altılı masanın gizli ortakları FETÖ destekli HDP'nin yöneticileri sahaya indi. Seçim stratejisi ve altılı masa ile yapılan görüşmeleri Doğu ve Güneydoğu'daki il, ilçe yönetimleri ile paylaşan deşifre eden HDP kurmayları, bakanlık ve daha alt düzeyde yürütülen kadro pazarlıklarını anlattı. HDP'li vekiller, Van, Bitlis, Şırnak, Hakkâri, Ağrı, Siirt, Bitlis, Muş, Bingöl, Mardin, Diyarbakır ve Tunceli gibi merkezlerde gerçekleşen istişarelerde altılı masada kendilerine üç bakanlık vadedildiği bilgisini paylaştı. HDP yöneticileri, seçimi kazanmaları durumunda istedikleri bakanlıkların Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olduğunu ve karşılıklı görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Bölgede yaptığı araştırmalarla tanınan Sosyolog Dr. Adem Palabıyık, HDP'ye sadece bakanlık değil genel müdürlük ve başkanlıklar verilmesi konusunda da önemli mesafe alındığını kaydetti. Diyanet İşleri için de ısrarcı olan HDP, eş başkanlık modeli ile bir kadın atamayı, AK Parti ile de radikal şekilde hesaplaşmayı planlıyor.HDP, İçişleri, Dışişleri ve Maliye bakanlıklarının CHP'de olmasını istiyor. Bu noktada HDP'nin temel aldığı strateji CHP kadroları Kılıçdaroğlu ile birlikte ABD'ye de yakın isimlerden oluşmalı. FETÖ yedeğini de önemseyen HDP, KHK'lı isimlerin yeni dönemde kritik görevlerde bulunması konusunda ısrarcı olacak. Bu görüşme notlarına göre HDP ajandasında CHP ve İyi Parti özel önem arz ederken DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat partileri neredeyse yok sayılıyor. Aynı ajandada dikkat çeken bir diğer husus ise tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ismine yer verilmemesi, herhangi bir makam ya da konum tahsis edilmemesi enteresan bir duruma işaret ederken iyi polis kötü polis iddialarını boşa çıkarma amaçlı bir senaryo ile karşı karşıya mıyız sorusunu sormamıza neden oluyor. BAŞKAN ERDOĞAN'IN AKŞENERE İKİNCİ KEZ UZATTIĞI ZEYTİN DALI STRATEJİK BİR HAMLE Mİ Erdoğan'ın İyi Parti'ye "bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek 8'li masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirmesini" ikinci kez istemesi bu hafta içinde kamuoyu ve köşe yazarlarının PKKYPG terör örgütünün Taksim saldırısı sonrasında ilgi duydukları en önemli gündem konusu olmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ret cevabı vereceğini bile bile bu teklifi Akşener'e neden yapmıştı Bu konuda televizyonlarda ve köşe yazılarında birbirine zıt inanılmaz yorumlar yapıldı. Bir kesime göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Milli ve yerli dönüşüm' çağrısı İyi Parti ve lideri Akşener'in 8'li masadaki değerini yükseltiyordu. BAŞKAN Erdoğan'ın teklifini Akşener ret ederken partisini 'Ülke'nin kilit taşı 'ilan etmişti. Diğer bir zıt görüşe göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu çağrısı Cumhur İttifakı karşısında cephe alan Millet İttifakı liderlerinden çok bu ittifak içinde yer alan birden fazla sağ partilerin tabanlarına yapılmış subliminal bir mesaj veya bir söylem olduğu ifade ediliyordu. Bu söylem veya subliminal mesajla 'İYİ Parti'nin manevra alanının kısıtlanarak, 8'li masa içindeki pazarlık şansı azaltılarak baskı altına alındığına işaret ediliyordu. Ama bazı muhalif yazar çizer takımına bakarsanız, "Erdoğan seçim kazanamayacağını düşündüğü için İyi Parti'yi kendi tarafına çekmeye" çalışıyormuş. Özellikle anketlerin muazzam bir dönüş göstermeye başladığı bir dönemde Erdoğan'ı