Seçim ve sandık güvenliği

İlginç bir şekilde hem muhalefet hem de iktidar, seçim ve sandık güvenliğine vurgu yapıyor. Muhalefetin bu konuda endişe duymasını anladık da iktidar cephesinden de 2023 seçiminin önemine dikkat çekilirken, sandık güvenliğine vurgu yapılıyor. Bu neden acaba 6'lı masa partilerinin çalışma başlıklarından biri de seçim ve sandık güvenliği; bu konuda titiz bir çalışma yürüttüklerini, bütün verilere sahip olduklarını söylüyorlar. Nasıl bir çalışma yürüttüklerini sorarsanız; ben seçmen olarak ikna edici bir sonuca ulaşamadım. Üstelik verilen rakamlar da çelişkili ve tutarsız 2023 seçiminde kaç sandık görevlisinin çalışacağı, hangi partinin ne kadar müşahit, gözlemci ayıracağı, okul temsilcisi olarak kaç kişinin bulunacağı, YSK il ve ilçe temsilciliklerinde kimlerin bulunacağı henüz belirlenmiş değil. En azından sorduğumda ikna edici bir bilgiye ulaşamıyorum. İstanbul seçiminde, CHP'nin klasik, ilk sonuçlarla birlikte, "kaybettik, herkes evine", anlayışından uzak durup sandıklara sahip çıkmasının etkisini kimse inkâr etmiyor. Sandığa sahip çıkan kazanıyor. Oy namustur Seçmen verdiği oya sahip çıkamayan partiye bir daha nasıl güvenir! Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz günlerde 2023 seçiminin önemine işaret ederken, sandık güvenliğine ısrarla vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki günlerde İstanbul seçiminde çalışacak sandık görevlileri ile bir buluşma gerçekleştirecek. AK Parti sadece İstanbul'da 100 binin üzerinde sandık görevlisi atamayı planlıyor. Bu konuda AK Parti'nin organizasyon yeteneği tartışılmaz... Bu seçimde Türkiye genelinde 200 bine yakın sandık kurulacak. Normal şartlarda, partiler adına her sandık için bir asil, bir yedek üye görevlendirilmesi gerekiyor. Kaba bir hesapla 400 bin eder. Buna okul temsilcisi ve YSK temsilcilerini de eklediğinizde en az 600 bin kişilik bir ekibe ihtiyacınız olacak. AK Parti ise tek başına 3 milyon sandık görevlisi atamayı planlıyor. CHP'nin şu anda sandıklardaki görevlendirme oranı ise iyimser tahminle yüzde 60-65 arasında. Bazı yerlerde ise parti üyesi olarak kayıtlı olsa da listelerin gerçekçi olmadığı ifade ediliyor. Yani bazı sandıkların, bu partiler açısından sahipsiz kalma olasılığı yüksek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanları da seçimden 3 ay önce istifa etmiyor. Bu nedenle sandık müşahitlerinin önemi daha da artmış durumda. İstanbul seçimine yapılan itirazlar, seçimin iptali ve tekrarı göz önünde bulundurulduğunda, iktidar ve muhalefetin iddiası da dikkate alındığında bu seçimin kıran kırana geçeceğini kestirmek güç değil 6'lı masa ittifakının yeni kurulan partilerinin önemli bölümünün taşrada teşkilatları yaygın değil. İyi Parti'nin de özellikle Doğu ve Güneydoğu'da sandık kurullarına koyacak gözlemcilerinin olmadığı belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son seçimde 10 bin sandığa gözlemci yerleştirilemediğini ifade etmişti. Bu seçimde tekrarı olmasın diye 6 parti yoğun şekilde çalışıyor ve güç birliği yapmak istiyor. VATANDAŞLIĞA GEÇMİŞ SEÇMEN İktidarla muhalefet arasında bir tartışma da Türk vatandaşlığına geçmiş yabancılardan, oy kullanacaklarla ilgili yaşanıyor. Kanunen, 18 yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı oy kullanabiliyor. Bu mantıkla Türk vatandaşı olmuş her kişi, seçmen kütüğüne kayıtlı ise Türkiye'deki seçimlerde oy kullanabilecek. Bunun önünde hiçbir engel yok. Sadece sandığa gidecek irade ve motivasyon sergilemeleri gerekiyor. Burada da bir netlik yok ve maalesef kamuoyuna sayıyla ilgili çok farklı bilgiler veriliyor. Polimetre Araştırma'nın bazı partilerle birlikte yaptığı araştırma sonuçlarına göre; 1 milyon 326 bin yurt dışı doğumlu seçmen olduğu belirtiliyor. CHP'ye göre ise bu rakam yalnızca 318 bin. Polimetre, 1 milyon 326 bin 496 seçmeni; Suriye uyruklu 466 bin 105, Almanya doğumlu 210 bin 684, Bulgaristan doğumlu 188 bin 57, Yugoslavya 69 bin 496, Cibuti 2, Nikaragua 1, Kosta Rika 1 olarak sınıflandırıyor. Sadece İstanbul'da yurt dışı doğumlu seçmen sayısının 350 bin 527 olduğu ifade ediliyor.