Sıfır sıfır elde var bir

Hiçbir özel yeteneğe sahip olmayan ancak takım olarak son derece uyumlu, fiziksel gücü üst seviyede, taktik disiplin sahibi bir takım ile oynadı Fenerbahçe. Dinamo Kiev, Ukrayna'daki savaş nedeniyle bir lig tecrübesi olmasa da, uzun süredir hazırlık maçları ile kendisini hazır tutmaya çalışan bir ekip. Senelerdir Şampiyonlar Liginde oynuyor ve herşeyi bir tarafa bırakırsak, hocası Lucescu. Yeni bir hoca, yeni bir düzen, yeni bir takım ve yeni futbolculardan oluşan Fenerbahçe'nin işinin böyle bir takım karşısında çok zor olacağı zaten belliydi. Ancak maçta beni şaşırtan bir performans ortaya koydu sarı lacivertliler. Öncelikle Ukrayna Milli Takımının iskeletini oluşturan, genç ve fiziksel olarak güçlü Dinamo Kiev karşısında Fenerbahçe'nin fiziksel olarak çok zayıf kalacağını düşünmüştüm. Fenerbahçe düşüncelerimin aksine, doksan dakika önde basan, geriye iyi koşan, rakibin sertliğinden yılmayan bir takım performansı ortaya koydu. 20 Temmuz tarihi itibariyle bu fiziksel ve mental dirilik çok dikkat çekici. İkinci olarak, Fenerbahçe'nin takım uyumunun çok kötü olacağını tahmin ediyordum. Hele de ilk 11'de Arao ve King'i görünce, eyvah dedim. Daha geçen hafta gelen iki transfer de sahadaydı. Üstelik hazırlık maçlarında da sürekli farklı kadrolar ile sahaya çıkmıştı Jesus. Kim gibi savunmanın belkemiği bir isim de eksikti. Oturmuş, birbirleri ile anlaşan, alışmış bir takım görüntüsü olmasa da, Fenerbahçe sahada çok aksamadı. Arao görevini yaparken, King fizik olarak hazır bir görüntü ortaay koymadı. Ancak King dışındaki tüm futbolcular belirli bir taktik disiplin, alan ve adam paylaşım başarısı gösterdiler. Bu tablo da olumlu yönde şaşırtıcı. Üçüncüsü, Fenerbahçe tam bir Jesus takımı olma yolunda gidiyor. Maçta 90 dakika rakibe üçüncü bölgede basmak, presin kırıldığı pozisyonlarda takımca geriye koşmak, savunma tarafındaki geçiş oyunlarını iyi oynamak Benfica'nın iyi zamanlarından hatırladığımız görüntüler. Bu maç 20 Ağustos tarihinde oynanmış olsa, Fenerbahçe'nin oyunu biraz daha oturmuş, fizik kondisyon ve patlayıcılık bir seviye artmış, bir sol bek ve forvet transferi de takımda yer almış olsa, bu maçtan Fenerbahçe puan kaybederek dönmezdi. Yine de Temmuz'un ortasında Dinamo Kiev ile kafa kafaya oynamak bir başarı. Hatta oyunun belirli bölümlerinde oyuna hakim olmak büyük başarı. var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 2913614;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 2913614;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.trskorerbertan-kayasifir-sifir-elde-var-bir-2913614' });Lucescu Dinamo Kiev'i müthiş bir taktik disiplin ile oynatıyor. Dinamo ne olduğunu bilen, ne yapabileceğinin farkında olan, takım gibi takım. Rövanşta da Fenerbahçe'nin işi en az ilk maçtaki kadar zor olacak. Ancak kendi seyircisi önünde, baskılı ve coşkulu futbolun bir doz artacağını öngörmek mümkün. O maçta, Arao yerine önde Crespo veya Zajc ile başlar, King yerine hazırsa Pedro, değilse Arda veya Lincoln'ü tercih ederse, Fenerbahçe maçı erken koparabilir. Bu maç özelinde en çok Jorge Jesus'u ve cesur futbolunu beğendim. Sonra takım olarak Fenerbahçe'yi. Futbolcular arasında ise dikkatimi çeken isimler Osayi ve İsmail oldu. Özellikle İsmail, oynadıkça pozisyon tecrübesi ve özgüven kazanacak. Bence Fenerbahçe'de ilk 11'de banko