Ukrayna Savaşı'nda yeni aşama

Rusya'nın 24 Şubat'ta başlattığı askeri operasyon, Ukrayna ve Rusya arasında bir çatışmadan ziyade ABD liderliğindeki Atlantik'in temsil ettiği 'tek kutuplu küresel statüko' ile Rusya, Çin ve Türkiye'nin liderliğini yaptığı 'çok kutuplu yeni bir dünya savunucusu blok' arasında amansız bir savaşa işaret ediyor. Nitekim Rus lider Vladimir Putin'in sık sık 'bu savaşın bir medeniyetler mücadelesi' olduğunu dile getirmesi boşuna değil. Son olarak Savunma Bakanı Sergey Şoygu da önceki gün Rusya'nın sadece Ukrayna'yla değil, kolektif Batı'yla savaştığını vurguladı. Bu açıklamalar savaşın mahiyetini, sebep ve hedeflerini göstermesi açısından önemli. . İşte bu yüzden Rusya, Kırım'ı ilhak ettiği 18 Mart 2014'ten bu yana bu büyük savaşa hazırlanıyordu. Kremlin, oldukça kapsamlı bir şekilde planlar yapıp her tür senaryoyu hesap ederek strateji geliştirdi. Dolayısıyla Ukrayna Savaşı'nın ilk aşamalarında başkent Kiev ve Harkov'a saldıran Rus ordusu sonra taktik değiştirdi. Rus yanlılarının yaşadığı Donetsk ve Luhansk bölgeleriyle Kırım'a kara bağlantısının kilit noktaları konumundaki Herson, Mariupol ve Melitopol ile Zaporijya nükleer santralinin bulunduğu kentlere yöneldi. Rusya'nın yeni stratejisi elde ettiği askeri başarıları siyasi meşruiyete dönüştürmeye dayanıyor. Bu nedenle Ukrayna'nın Donetsk ve Luhansk kentleri (Donbas bölgesi) ile Zaporijya ve Herson'da 23-27 Eylül tarihlerinde yapılacak referandum ile bu bölgeler ya Rusya'ya bağlanacak ya da bağımsızlık ilan edecek. Referandum kararından sonra bir kritik açıklama da Putin'den geldi. Savaşın 210'uncu gününde (dün) halka seslenen Rus lider 300 bin askeri kapsayan seferberlik ilan etti. Bu kritik adımlar, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı Batı tamamen teslim olana kadar bitirmeyeceğine işaret ediyor. Çünkü referandum ile seferberlik kararı, Rusya'nın bu savaşı olabildiğince uzatacağını, her tür imkânını seferber edeceğini ve gerekirse nükleer silah bile kullanacağını gösteriyor Zira savaşın uzaması demek, enerji kriziyle boğuşan Avrupa'nın ekonomik ve siyasi direncinin tuzla buz olması demektir. Daha şimdiden halklar isyan etmeye başladı. Böyle giderse Avrupa'daki siyasi bölünme daha da artacak. Önümüzdeki süreçte Rusya'ya yaptırımlara karşı çıkan Macaristan'a yeni ülkeler katılabilir. Nitekim İtalya'da