Heinrich

BUGÜN Gazze'de yaşananları anlamamız için, Almanya doğumlu Yahudi Heinrich'i çok iyi tanımamız ve onun oynadığı satrancı çok iyi görmemiz lazım.
Heinrich bize İsrail sopasının Amerikan çıkarları için neden önemli olduğunu, ABD Başkanının niçin "Bugün İsrail olmasaydı yenisini kurardık" dediğini en iyi anlatacak bir isimdir.
Heinrich15 yaşındayken, Nazi katliamlarından kurtulmak için Yahudi ailesi ile birlikte NewYork'a göçtü.
Hızla politikada yükselerek Amerikan başkanlarının danıştığı vazgeçilmez bir adam haline geldi. Yoğun çalıştığı dönemde Sovyetler Birliği Ortadoğu'da hakim güçtü. Irak'tan tutun, Suriye ve Mısır'a kadar egemen güç Moskova'ydı. Rusların oradan atılması, Yeni Dünya düzeninin sağlam temellere oturması ve ABD egemenliği için hayati önem taşıyordu. O dönemde İsrail Suriye'nin Golan tepelerini ve Sina yarımadasını işgal etmişti. Araplarla İsrail arasında büyük gerilim vardı ve bu bulunmaz bir fırsattı.
Üstelik, Sovyetler Arap-İsrail barışını sağlamak için bastırıyor ve büyük yol katediyordu.
Bu Moskova'nın bölgedeki hakimiyetini katlayacaktı.
Masa kurma işi asla Ruslara bırakılamazdı. "Barışın en çok arandığı zamanların kaygıya en çok maruz kalınan dönemler" olduğuna inanıyordu Heinrich.
"Ben Rusları Ortadoğu'dan fitneyle kovarım" diyerek kolları sıvadı. Önce bir kriz çıkarmalıydı. Gözüne Mısır'ı kestirdi. Devlet Başkanı Enver Sedat'ın çok önem verdiği Ulusal Güvenlik Danışmanı ile bağlantı kurarak onu ikna etti. "Eğer İsrail işgalini sonlandırmak istiyorsanız önce kriz çıkarmalısınız" diyerek hem de. Mısır ve Suriye 300 bini aşkın ordularıyla, 100 bin askere sahip İsrail'e 1973'te savaş açtı. Heinrich bu durumdan çok mutlu olup dönemin başkanı Ford'a "Savaşı'nın böylesine patlak vermesini beklemiyorduk. Ama çok faydalı oldu. Birçok senaryo kurgulasaydık bile bundan daha iyisini yapamazdık." diyordu. Dostlarına "Hem kibirli ve Ruslarla iş tutmaya başlayan İsrail hem de Moskova'nın hakimiyetindeki Araplar kucağımıza oturacak" diyerek avuç ovuşturuyordu.
ABD'nin eski İsrail Büyükelçisi, o dönem yaşananları şöyle özetliyordu; "Fırsatlar insanların ayağına gelmez; insanlar fırsatlara giderler.
Bu dönemin en büyük ironisi, Ortadoğu'da barışı sağlamak için önce bir savaş başlatmanızın gerekli olmasıydı. Sedat'ın niyeti buydu. Heinrich de bunu anlamış ve savaşın patlak verdiğini öğrendiği anda işe koyulmuştu.
Zira bunun yeni bir gerçekliği şekillendirmek için kullanabileceği uygun bir fırsat oluşturduğunu hemen fark etmişti." Heinrich hemen Başkana koşuyor, İsrail'e ABD'den uçaklar dolusu silah yağdırılmasını sağlıyordu. O silahların gücüyle Sina'daki Mısır ordusu kuşatılıyor ve imha edilecek hale geliyordu. Mısır ordusunun yok olmasını önlemek için kucaktaydı. Artık masa kurmanın ve Ortadoğu'yu Ruslardan devralmanın tam zamanıydı. Heinrich daha sonra kitap yazıyor ve şöyle diyordu; "