4'lü masa

ALTILI masa var malum. Bir de o masanın altındaki 1 HDP var... Türkiye'yi yönetmeye talipler. Bir aday seçemediler aralarında. "Mansur Yavaş aday olursa oy vermeyiz" diye bağırıyor masanın altından HDP. Ekrem İmamoğlu'nun yıprandığını söylüyor masanın üzerindekiler. Kemal Bey "Ben olayım" diyor, İYİ Parti'den "Sen aday olursan kaybederiz" sesleri yükseliyor. Babacan "Abdullah Gül, Haşim Kılıç, Abdüllatif Şener" gibi isimleri pişirmeye çalışıyor. Diğerleri "Bu yemeği millet yemez" diyor. İktidara gelirlerse ne yapacakları belli değil. Tek bir projeleri yok. Bu millete anlatabilecekleri tek icraat yok. Tek dertleri var "Aday kim olacak"... Balkanlar, Kafkaslar, Türk Cumhuriyetleri, Suriye, Irak, Ege, Akdeniz'de ne yapacaklar, NATO ve AB karşısında nasıl bir politika izleyecekler, Rusya ile nasıl bir denge kuracaklar, gelmekte olan Çin ve İpekyolu konusunda ne düşünüyorlar bilen yok. Tek açıklama geliyor 61 masasından... O da "Batı ile mutlaka iyi geçineceğiz. Asla onları kızdırmayacağız" şeklinde sözler. O Altı 1 masasından Türk savunma sanayiindeki tarihi başarılara büyük tepki vardı. "SİHA ülkesi olduk, ne yapacağız bu kadar SİHA'yı" diye özellikle CHP ve HDP'den büyük tepki vardı. Ukrayna eski first ladysi ise bir konferansa katıldı önceki gün "Çocuklarımıza Türk SİHA'larının ismini koyuyoruz. Bayraktar adını veriyoruz yeni doğan bebeklerimize" diyordu. Amerikan Savunma dergisi de geçtiğimiz hafta Geleceğin en etkili dört silahı" arasında Bayraktar SİHA'ları gösteriyor, methiyeler düzüyordu. Savaşların ve geleceğin seyrini değiştirecek dört silahtan biri olduğunu dünyaya ilan ediyordu. "Ne yapacağız bu SİHA'ları" diyen ortaklarına o 61'li masadan bir Allah'ın kulu "Çocuklarımıza adını koyacağız" diyen çıkmıyordu. Geçelim 61'i... Bir de 4'lü masa var... O masanın tarifini de geçtiğimiz hafta Yunanistan Başbakanı'nın ulusal güvenlik danışmanı general, yazdığı raporda açıklıyor. "4'lü masada ABD, Çin, Rusya var. Son yıllarda bir de bunlara Türkiye eklendi. Dünyadaki tüm krizler konusunda artık bu 4'lü masa karar veriyor" diyor. Türkiye'nin artık masa kurduğundan yakınıyor. Malum bizim muhalefet "Akdeniz'de ne işimiz var" diyordu bir zamanlar. Karadeniz'de doğalgaz bulduğumuzda da bunu itibarsızlaştırmak için elinden geleni yaptı. Önce "Bulamayız" diye bağıranlar oldu. Sonra "Bulsak da çıkaramayız" diyen ezikler fışkırdı. İngiliz enerji şirketi açıkladı geçtiğimiz hafta. "Türklerin Karadeniz'de bulduğu doğalgaz tahmin edilenden çok daha fazla olabilir" diye. Daha fazlasını bulduğumuzu açıkladığımızda Batı'nın akbaba enerji şirketlerinin devletlerinin baskı gücünü kullanarak akbaba gibi Karadeniz'e hücum etme ihtimali vardı. O haberde "Türkler bu yüzden gerçek rakamları saklıyor olabilirler" şeklinde yorumlar vardı. Doğru bir yaklaşımdı. Bir süre önce "Doğalgaz ve petrol bulursam açıklamam" diyen enerji bakanımız vardı. O da haklıydı. Çünkü bu uğurda ülkelere saldırıyorlar yerle bir edip tüm enerji hatlarına konuyorlardı. Yıkıcı tahribattan sonra bir doları o ülkeye bırakıyorlar,