Yönetenlerin Rızayı Zorla Kazanması

Otoritelerini sürekli kılmaya çalışan iktidarlar, bunu yalnızca zor kullanarak yapamazlar. Meşhur ifadesiyle söylemek gerekirse "süngülerden taht yapabilirsiniz ama onun üzerine oturamazsınız!'' Bu nedenle gücün ve otoritenin sürekli hale gelmesi, yönetilenlerin rızasını almaktan geçmektedir. Ne var ki, zor kullanmayı alışkanlık haline getiren zihniyetler açısından "rızanın kazanılması" durumu kolaylıkla manipüle edilebilecek türdendir. Şayet konu kişinin onayını, rızasını almak ise mesele bunun nasıl alınacağında düğümlenmektedir. Takip etme bakımından iki ayrı seçenekten bahsedilebilir. Amaca giden her yolu mübah gören bir mantalite ile de hareket edilebilir, hak ve adalet çizgisine riayet edilerek bir çerçeve de belirlenebilir. Bunun hangisinin tercih edileceği kişi ya da kurumların inançlarından, dünya görüşlerinden bağımsız düşünülemez elbette. "Kem alet ile kemalat olmaz!" der büyüklerimiz. Meşru bir neticeye gayrimeşru yöntemlerle ulaşılması mümkün değildir. Hasımlar karşısında mücadele, ancak mücadele ahlakının nişanesi hamleler ile kazanılır. pushfn('ads'); Seçmenlerin ya da yönetilenlerin rızasının kazanılması durumu da bu minvaldedir. İçinde "zor"u barındıran bir rıza kazanma durumu olabilir mi Elbette olabilir. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek bunun en güzel ifadesi olsa gerek. Seçimlerde mevcut iktidar partisinin "istikrar sürsün" ifadesini sıklıkla tekrar etmesi, medya aracılığıyla devamlı olarak izleyicilere olası bir politik krizin ekonomik faturasını hatırlatması esasında kendi içinde büyük ölçüde zor'u barındırmaktadır. Seçmenlere, her ne kadar üstü kapalı gibi dursa da, açıkça " Biz gidersek kriz çıkar, döviz borcunuz, banka kredileriniz ödenemez noktaya gelir. En iyisi mi, risk almayın! Bizi desteklemeye devam edin" mesajı verilmektedir. Elbette bu örnekten yola çıkarak, rızanın zora dayandırılması meselesi yalnızca seçim süreciyle ya da ulusal siyasetle sınırlı tutulmamalıdır. Seçim, yalnızca siyaset aracılığıyla yapılan bir eylem değildir. Ne giyildiği, ne yenildiği, ne konuşulduğu,