Engelli uzvunu yitirir, insan olma vasfını değil!

Türkiye'nin tek gerçeği, tek gündemi siyaset değil. Mülteciler değil. Tek gerçeğimiz Rusya ve Amerika ile ilişkiler de değil. Başka hayatlarımız, başka gerçeklerimiz de var. Açık yüreklilikle konuşmamız gereken gerçekler.Milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyen bir olguyla karşı karşıyayız. İtiraf etmeliyiz; sadece "özel günler" parantezinde hatırladığımız bir mesele, özürlüengelli meselesi.Tecrübelerimizden biliyoruz ki, engellilerin sorunlarının çözümü pek çok sorun gibi zihniyetle ilgilidir.Zihniyet değişmediği sürece, engellilere dönük hangi yasaları, hangi düzenlemeleri geçirirseniz geçirin sağlıklı sonuçları almanız mümkün değildir.Aslolan bakış açısıdır. Toplum engellilere nasıl bakıyor Onlara yaklaşımı nasıl Engelli, toplumda "muhtaç" bir varlık olarak mı algılanıyor, yoksa -her insan gibi- bir "birey" olarak mıBu sorulara vereceğimiz cevap engelli bireylerin sorunlarının gerçekten çözülüp çözülmeyeceğini de ortaya koyacaktır. Engelliye bir "muhtaç" gözüyle bakıldığı sürece ve bu bakış açısını değiştirmediğimiz müddetçe engelli bireyin sorunları da devam edecektir.Engelli dediğimiz kişiler birer insan Onların da tıpkı diğer insanlar gibi bir hayatları var. Onlar sadece özel ihtiyacı olan insanlarEngelli olmanın bir kusur, bir zayıflık olarak addedildiği bir bakış açısı mevcut bizde. Engelli insan, sadece bir uzvunu yitiriyor, ya da bir uzvu iş görmez hale geliyor. Toplumdaki engelli algısı ise insanın bir uzvunu yitirmesi değil, insana dair kriterleri yitirmesi gibi bir düşünce olarak karşımıza çıkıyor. Engelli insanı, insanlığından da bir şey kaybetmiş bir varlık olarak algılıyoruz.Kolsuz, bacaksız, gözsüz, kulaksız, burunsuz, saçsız, parmaksız, böbreksiz bir insan olamayacağını düşünüyoruz; insan olmanın asli unsurunun bu uzuvlarla doğrudan ilgili olduğunu düşünüyoruzEngelliye davranışlarımızın altında belki de böyle sakat bir mantık var. Ona bu zaviyeden bakmaya başlamamız belki de engelli meselesindeki en önemli zorluklardan birisi.Bir de şu var.Onlarla yan yana gelmekten çekiniyoruz.Onlarla karşılaşmak istemiyoruz. Onları uzaktan sevmeyi tercih ediyoruz.Bir engelliyle karşılaştığımızda kendi zayıflıklarımızı görüyor ve bundan kaçmanın yolunun engelliden kaçmak olduğunu düşünüyoruz. "Engelliler olmazsa eksiklikler de olmaz" diyoruz. Onları engelli halleriyle gördükçe kendimize dair handikapları