Türkiye'nin sanatla imtihanı

Bugün Türkiye'de farklı toplumsal kesimler arasında 'kültür savaşı' yaşandığına dair yaygın ancak ispatlanmamış bir kanaat var. Özellikle kutuplaşma tartışmaları çerçevesinde Türkiye'de birbirinden uzak ve kopuk 'iki kültürün' olduğu sıklıkla dile getiriliyor. Yaşam tarzı etrafında semboller üzerinden yürüyen bu tartışmalara ek ve tamamlayıcı olarak yerli ve Batılı, geleneksel ve çağdaş, yerel ve küresel, Milli ve evrensel kültür kelimelerinin de kültür savaşının besleyicileri olduğunu görmekteyiz. Günün sonunda Türkiye'de kültürle ilgili bu tartışmaların muğlaklığını ve çelişkilerini kamusal kültür politikalarında ve uygulamalarında görmek mümkündür. Bu çelişkiler ve karmaşa Türkiye'de neden tutarlı, sürdürülebilir ve uygulanabilir bir kültür politikasının olmadığını göstermektedir.Bu satırlar, İlim Kültür Eğitim Vakfı(İLKE) tarafından yayınlanan 'Geleceğin Türkiyesinde Kültür Politikları' raporundan...Daha önce ekonomi, eğitim, dış politika gibi konular üzerine de rapor yayınlayan İLKE bu kez, kültür ve sanatla ile ilgili tartışmaları, kavramları, politikaları masaya yatırıyor.Kültürel eğilimler, sorunlar ve çözüm önerilerinin yer aldığı rapor Lütfi Sunar, Osman Ülker ve Firdevs Bulut Kartal tarafından hazırlanmış.Ülkemizde kültür alanı gittikçe tartışmalı bir hal alıyor. Kültürün uzlaşı alanı olması gerekirken hep ideolojik çatışma alanı bağlamında tartışılması zaman ve enerji israfından başka bir şey değil.Türkiye'de kültür ve sanatın Batılılaşmaya açılan kapı olarak görüldüğü, bu alandaki değişimlerin sorgulanmadan kabul edilmesinin beklendiği dönemler oldu. Toplumu pasifleştirmeye yönelen bu tepeden inmeci (tek parti dönemi) kalıntısı zihniyetin tezahürlerine günümüzde de rastlıyoruz.'Falanca partiyi destekleyen sanatçılar yalakadır, filanca partiye oy veren memurlar yandaştır' söylemi (bugün hala) muhalefetin diliyle tedavülde tutuluyor.Bakmayın bu sayıklamalara, kültür ve sanat meselesi bu sığ bakıştan çok daha ötede ve derinde...İLKE'nin raporunda ele alınan meselelerden biri de 'kültürel iktidar' konusu. Zaman zaman kamuoyuna da yansıyan bu tartışma iki tarafı keskin bıçak gibi...Mesela, günümüzde hükümetin kültürel iktidar kuramadığını söylemek, böyle bir şeyin mümkün olduğunu ya da olabileceğini kabul etmek anlamına da gelir. Devletten böyle bir şey yapmasını beklemek, her iktidarın kendi ideolojisini topluma dayatma güdüsünün önünü açmaz mıÜstelik geçmişte, (tek parti döneminde) tepeden inme, devlet eliyle kurulmak istenen kültürel iktidarın sancıları toplumsal hafızamızda yankılanıp