Kutsala tekme atan çocuk kolay yetişmiyor!

Japon bir öğrenci, bir gün, ünlü romancımız Kemal Tahir'i ziyarete gelir.Bu Japon öğrenci, üç yıl Amerika'da, üç yıl İngiltere'de kalmış ama üç saniyesini bile boş geçirmemiş. Bir yandan doktorasını, doçentlik tezini hazırlamış, bir yandan da harıl harıl gideceği ülkelerin tarihini, coğrafyasını, kültürünü, ekonomisini öğrenmiş.Gittiği her ülkede de bir politikacı, bir ekonomist, bir tarihçi ve edebiyatçı ile konuşuyormuş.Edebiyatçı deyince kendisine salık verilen Kemal Tahir ile buluşması da böylece gerçekleşmiş.Eğitimini tamamlamış bir genç olarak memleketi Japonya'ya gitmeden önce Yunanistan'dan sonra Türkiye'ye de uğrayan, Türkiye tarihini okumuş, Nazım Hikmet'i, Mehmet Akif'i bilen Japon'un hikayesini dinleyen Kemal Tahir, kendi halimize yazıklanıyor: Bir de bizim Amerikalara, İngilterelere gönderdiğimiz delikanlılara bak; üç yılda bir sınıf atlayıp kadın kız peşinde pabuç eskiten bizim haytalar dönüşlerinde ne getiriyorlar memleketeKendi sorusuna kendi cevap veriyor Tahir: Mariuhana'nın pis kokusunu, viskinin faziletini ve yanlış bir batı hayranlığını... Bu yüzden biz 2. Dünya savaşına girmediğimiz halde ekonomik güçlükler içinde çalkalanıyoruz, 'Capon'lar savaştan yenik çıktıkları halde, ekonomileriyle Avrupa'ya, Amerika'ya meydan okuyorlar.Yorgun Savaşçı, Devlet Ana gibi iki kült eseri edebiyatımıza armağan etmiş olan 'yerli aydın'larımızdan Kemal Tahir haksız mı sizceGerçekten de bizim Batıcılarımız, uygarlığı bilimde, teknikte, laboratuarda mı aradı yoksa yaşam tarzında, içkide, mini etekte, plajda mı..Devletin parasıyla yurt dışında okumuş eski Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Selman Ada'nın şu sözlerine bakın hele: Yönetim cahil çoğunluğun eline geçti. Bunlar plaja gitmez, mayo giymez. Tiyatro kültürü olmayan, Batı'yı kavrayamamış kasabalılar. Batı ile Doğu'nun değer yargılarının bambaşka dünyalara işaret ettiğini her fırsatta dile getiren Kemal Tahir, okusun da memlekete faydası olsun diye Batı'ya gönderdiğimiz Selman Ada'nın bu sözlerini duysa ne cevap verirdi acabaDevir değişti; artık Batıcılığı öğrenmek için Batı'ya öğrenci göndermeye gerek kalmadı, çünkü Batı ahlakı, medya ve iletişim vasıtalarıyla iliklerimize işliyor.Küreselleşen dünyada dijital platformlarda yayınlanan diziler, filmler, reklamlar, bilinçaltı mesajları hemen her gün, kendimizden daha çok nefret etmemizi sağlıyor.Yetmedi, Kıvanç Tatlıtuğ, Ertan Saban, Özge Özpirinççi gibi Türk oyuncuların rol aldığı, üstelik bir Türk yönetmenin (Tolga Karaçelik) çektiği Netflix dizisi Yakamoz S-245'te Türk askeri sinsice karalanıyor; katil, hırsız, psikopat ve potansiyel tecavüzcü gibi gösteriyor. Hem de Ege'de sular (ABD eliyle) yeniden ısıtılmak istenirken,'Yunan adasındaki yaralı sivilin kafasına sıkan Türk subayı fantezisini seviyorsanız sizi tutmayayım ama ben bu dolmayı