Ya AKP muhalefetin kapısını çalarsa...

Biliyorsunuz, kasımda erken seçim olabileceği konuşuluyor. Aksini iddia edenler, yeni değiştirilen Seçim Kanunu'nu hatırlatıyor. En erken Nisan 2023'te uygulanabileceğinden dolayı, sonbaharda seçime "imkânsız" deniyor.Halbuki bir yolu var...Soru şu: Bu son kanun anayasada yapılacak bir değişiklikle kasımda da uygulanabilir. O halde, iktidar erken seçim için bu seçim kanununu şart koşarsa ne olur Yani anayasa değişikliği için destek isterse, muhalefet buna ne yanıt verirBu kritik konuya dair hem CHP hem de İYİ Parti'nin kurmaylarıyla konuştum. Evet, henüz alınmamış kurumsal bir kararı açıklamalarını beklemiyordum. Lakin partilerdeki nabzı merak ettim.Özetle, CHP'den de İYİ Parti'den de benzer sözleri işittim:"Erken seçime her zaman hazırız. 'Hayır', demeyiz. Ancak seçim kanununun uygulanması için anayasa değişikliğine destek de vermeyiz. O kadar eleştirdiğimiz ve ahlaken karşı çıktığımız bir kanuna 'Evet' demek doğru olmaz."Bir İYİ Parti yöneticisi şunu da iddia ediyor:"O seçim yasasının iki temel amacı vardı. Bir, altılı masayı dağıtmak. İki, piyasada istikrar havası oluşturmak. İkisini de başaramadılar. Aslında Seçim Yasası iktidarın istediği sonucu vermedi. O yüzden 'olmazsa olmazı' değil bence."NASIL ŞİKÂYET ETTİLER Satırlar kopyalanmış. Yazım hataları bile aynı. Bir tek altındaki avukatların imzaları farklı ancak belli ki tek klavyeden çıkmış.Masamda hem TÜRGEV'in hem de Ensar Vakfı'nın dilekçeleri var. RTÜK'ü harekete geçiren şikâyetler görünürde bunlar. Vakıflar Kılıçdaroğlu'nun dediği neyi çürütmüş de dört televizyon kanalı cezalandırılmış diye öğrenmek için okumaya başlıyorum...Dört bölümden oluşuyor şikâyet dilekçeleri. İlk olarak vakıfların internet sitelerindeki "hakkımızda" bölümü kopyalanıp, yapıştırılmış. Haliyle, burada bulamıyorum aradığımı... İkinci bölümde, devletin son 20 yılda eğitime yaptığı yatırımlar övülüyor. Sonra ülkenin yenilikçi ve rekabetçi alanda artık her zamankinden daha güçlü varlık gösterdiği iddia ediliyor. ABD dahil, yurtdışına çok sayıda gencin gittiği anlatılıyor. TÜRGEV'in ve Ensar'ın da işte o gençlerin "her dönemde karşılaştığı meydan okumalar karşısında yanında olduğu" ileri sürülüyor. Yani, yok. Kılıçdaroğlu'nun dediklerini burada da çürütmemişler. Bir umut, üçüncü bölüme devam ediyorum. Orada ise TURKEN Vakfı'nın ABD yasalarına uygun olduğu aktarılıyor. Öğrenci yurdu olacağı iddia edilen New York'taki binaya dair ise şu cümle kullanılıyor: "Yerel bağışçılar dışında TÜRGEV ve Ensar aracılığı ile birçok hayırsever bu prestijli projenin parçası olarak yurtdışındaki Türk öğrencileri destekleme yoluna gitmişlerdir." Evet, yine okuyamadım istediğimi.Dilekçe bitmek üzere. Son bölümde Kılıçdaroğlu'nun doğru söylemediğini belgelemeye çalışmışlardır, diye düşünür oluyorum.