Rona Aybay'ın ardından

Rona Aybay Hocamızı yitirdik. Önceki gece ölüm haberini aldığımda, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde ondan aldığımız dersler aklıma geldi. Rona Aybay Hocamızın ağabeyi, rahmetle andığım bir diğer hocamız, Aydın Aybay'ın Medeni Hukuk dersleri aklıma geldi. Aybay ailesinin dayısı, Kurtuluş Savaşı'nda, 9 Eylül'de İzmir'e ilk giren süvarilerimizden, İzmir Hükümet Konağı'na ay yıldızlı bayrağımızı çeken Yüzbaşı Şerafettin (İzmir) aklıma geldi. Rona Hoca'yla yıllar içinde gelişen, güçlenen hoca-öğrenci ilişkimiz aklıma geldi. Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri Sosyal Bilimler Jürisi'nde birlikte yaptığımız değerlendirmeler aklıma geldi. Gazetemizin Olaylar ve Görüşler sayfasına yolladığı yazılar aklıma geldi. Türkçe ve İngilizce çalışmaları, makaleleri, bildirileri, hepsi büyük bir emeğin, bilginin, deneyimin, özverinin ürünü olan kitapları aklıma geldi. Bir hukukçu, bilim insanı ve Cumhuriyet aydını olarak ülkemize kattıkları aklıma geldi. Nezaketi, zarafeti, hassasiyeti aklıma geldi. Yazılarım ve katıldığım televizyon programları sonrasında bana mesaj atması, "Bana hocam demesiyle övünç duyduğum Barış kardeşim" diyerek açtığı telefonlar aklıma geldi. Tüm bunları düşünürken bir yandan gözyaşlarımı sildim, bir yandan Rona Aybay'ın özelliklerini, niteliklerini düşündüm. Rona Aybay; yetkin bir bilim insanıydı. Hocaların hocasıydı. Sadece hukukta değil, tarih, siyaset bilimi, uluslararası ilişkilerde de derin bilgi birikimine sahipti. Çok sayıda üniversitede binlerce öğrenci yetiştirdi. Ömrünün sonuna kadar da yazmayı, düşünmeyi, üretmeyi, gençlere el vermeyi sürdürdü. Ayrıca, Türkçe konusundaki duyarlılığıyla, tevazu sahibi kişiliğiyle, dakikliğiyle hepimize örnek oldu. CUMHURİYETÇİ, SOLCU, İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU Rona Aybay; seçkin bir cumhuriyetçiydi. Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderlik ettiği devrime, kurduğu laik cumhuriyete, akıl ve bilimi rehber edinen öğretisine kalbi, beyni ve emeğiyle