Ekonomik tablo ve küreselleşme

Ne iktidarın dış politikadaki U dönüşleri ne muhalefetin 6'lı masa toplantısı var halkın gündeminde. Öncelikli gündem işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, enflasyon. Nasıl olmasın ki Zamlar yağmur gibi. TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranı, yüzde 85. Dünya yoksulluk liginde Afrika ülkeleriyle yakın sıralardayız. Asgari ücret, yaygın ücrete dönüşmüş. Türk Lirası, ABD Doları ve Avro karşısında sürekli değer kaybediyor. Sayıştay raporlarındaki yolsuzluk ve usulsüzlükler korkunç boyutta. Gençler, geleceği ülkemizde değil, yurtdışında arıyor. Bir yıl içinde 3 bin doktoru, 30 bin yazılımcısı yurtdışına giden Türkiye'de, icra dairelerine bu yıl 7.6 milyon dosya gelmiş.Bu ekonomik tablo; sadece mevcut iktidarın son 20 yıllık ekonomik programının çöküşünü değil, AKP öncesindeki hükümetlerin, 24 Ocak 1980'den itibaren uyguladıkları liberal programın da çöküşünü yansıtıyor aslında. Dahası, çok daha geniş ölçekte, IMF reçetelerinin, Dünya Bankası programlarının çözümsüzlüğünü ve küreselleşmenin iflasını da ortaya koyuyor.NE DEDİLER NE OLDUAnımsayalım, küreselleşme savunucuları, 1990'lı yılların ortalarına dek gidişattan memnunlardı. 90'ların başıyla ortası arasında, işler her açıdan iyi gidiyordu. ABD'nin siyasi, iktisadi, askeri hamleleri; uluslararası ölçekte artan ticaret anlaşmaları; küresel piyasaların önündeki engellerin kaldırılması yönünde atılan adımlar; uluslararası tahkim uygulamalarının yaygınlaşması, 1995'te Dünya Ticaret Örgütü'nün kurulması; serbest piyasanın, vahşi kapitalizmin, azgın liberalizmin etki alanını genişletiyordu.Özelleştirme rüzgârı etrafı kasıp kavuruyordu. Zenginlerin ödediği vergilerin oranları düşürülüyordu. ABD'de Başkan Ronald Reagan, İngiltere'de Başbakan Margaret Thatcher, Türkiye'de önce başbakan, ardından cumhurbaşkanı olan Turgut Özal etkisi sürüyordu, hem de sadece sağda değil, solda da güçlü biçimde. "Devlet ekonomiden elini çeksin" diyenler, özelleştirmeyi demokrasiyle eşit görenler, ekonomik hayatta devletin denetimine itiraz edenler, gümrük duvarlarına karşı çıkanlar, sendikaların gücünün kırılmasını savunanlar, siyasette, bürokraside, akademide, medyada etkilerini artırıyorlardı.Türkiye'ye